lal
Aktif Üyemiz
Allah cc biz kullarını seviyor.
Yarattıkları içinde bizi kendine muhatap kılmış.
Yeryüzünde halife yapmış.
Diğer yarattıklarını bize hizmetçi eylemiş.
Sayamayacağımız nimetler vermiş.
Peygamberler göndermiş, kitaplar vermiş.Hepsi ama hepsi bizim için.Bunlar geçici olan dünyadakiler.Hele ebedi yurdumuz cennettekiler ise tarife sığmaz.Gözlerin görmediği, kulakların işitmediği nimetleri bizim için hazırlanmış.
Bütün bunları veren Rabbimiz bizleri kendine kul olmaya çağırıyor. Kendinden başka Rab edinmememizi istiyor.
Yüce kitabımız Kur’an’ı Kerim’de bizim yaşam modelimizi çizmiş.Şunları size helal kıldım, şu bazılarını da haram kıldım.Helal olanlardan faydalanın, haram olanlara yaklaşmayın diye uyarmış.Haramlar sınırlı, helaller sayamayacağımız kadar çok.
Allah neyi yasakladıysa bizim faydamızadır.
Bunlara uymamız veya uymamamız O’na bir zarar vermez.
Böyle bir genel girişten sonra asıl konumuza gelelim.
Rabbimiz kullarına tesettürü, belli yerlerini örtmeyi emretmiştir.Erkeklere ayrı kadınlara ayrı ölçüler vermiş.İlk insan ilk peygamberden bu güne kadar değişmeyen emirlerden birisidir örtünmek.Öncelikle rehberimiz olan yüce kitabımızdan konu ile ilgili bölümleri nakledelim:
“Ey Âdemoğulları! Size edep yerlerinizi örtecek bir giysi, giyinip süsleneceğiniz bir elbise ihsan ettik. Takvâ (Allah’ın emrine uygun hareket, haya ve iffetini koruma) elbisesi ise daha hayırlıdır. İşte bunlar Allah’ın âyetleri (lütfunun alametleri)ndendir ki belki bu sâyede düşünüp öğüt alırlar.” A’raf Suresi, 26
Mealini verdiğimiz ayet-i kerimede edep yerlerimizin örtülmesi Allah’ın ayetlerinden olduğu bildiriyor.
Müslüman bu emir karşısında:
— İşittim ve itaat ettim ya Rabbi. Der.
Rabbinin emirlerine isyan eden ise:
— Kimse bana karışamaz, ben canımın istediği gibi örtünürüm de açılırım da.Diyerek şeytanın tuzağına düşer.
Kendi eliyle kendisini ateşe hazırlar. Sahibimiz olan Allah cc diğer bir ayetiyle bizleri şöyle uyarıyor:
“Ey Âdemoğulları! Şeytan (ilk defa) ana babanızı, (yanıltıp) çirkin yerlerini kendilerine göstermek için örtülerini soyarak cennetten çıkar(mayı başar)dığı gibi, sizi de şaşırtıp saptırmasın! Çünkü o da yandaşları da, sizin kendilerini görmeyeceğiniz yerden sizi görür(ler). Elbette biz, şeytanları, iman etmeyenlerin dostları yaptık.” A’raf Suresi, 27
Bu güzel ayeti H.Tahsin Feyizli Hoca mealinde şöyle izah eder:
— Şeytan ve şeytanın insan ve cin dostları aynı gayede olup Allah’ın emrini tutmak isteyenlere düşmanlık ederler. İnsan da böylece Allah’ın emir ve yasağını ön planda tutmaz da şeytanın ve dostlarının cazip gösterdiği şeylere uyarsa, burada olduğu gibi, bulunduğu mevkii ve durumdan ihraç edilme ve mahremiyetinin ortaya çıkması söz konusudur. Şeytanın gayesi de budur.
Rabbimiz bizlere en güzel ve doğru yolu gösteriyor. Dostumuzu ve düşmanımızı haber veriyor. Düşmanımızın tuzağına karşı dikkatli olmamızı istiyor. Şeytan ve dostlarının hilelerine karşı nefsimizi ve neslimizi korumalıyız.
Maalesef günümüzde hepimiz ciddi bir tehlikeyle karşı karşıyayız.Müstehcenlik, edepsizlik, açılıp-saçılmak moda kılıfıyla bizlere dayatılıyor. Çoğumuz bu tuzağın kurbanlarıyız. Kadın-erkek, genç-ihtiyar, köylü-şehirli herkes bu hastalıktan nasibini alıyor. Bu hayâsızlığa karşı nefsimizi ve neslimizi korumazsak, bu bulaşıcı ve öldürücü hastalık hepimizin sonunu perişan edecek. Dün edepsizler kınanırken, bu gün maalesef edepliler kınanacak hale geldi. Rabbimiz bu halimizden razı olmaz.
Bizler O’nun yeryüzündeki halifeleri olarak, insanları imanlarının gereğini yapmaya davet edelim. Uymamız gereken emirleri birbirimize usulünce hatırlatalım. Ayetleri kendimize değil, kendimizi ayetlere uyduralım.
Günlük yaşantımızın kırmızıçizgilerini ise yüce Rabbimiz şöyle tarif ediyor:
“Mü’min erkeklere söyle, gözlerini (harama bakmaktan) sakınsınlar ve mahrem yerlerini (ırzlarını) korusunlar! Bu onlar için daha temiz (bir hareket)tir. Hiç şüphesiz Allah, onların yaptıklarından haberdardır.” Nur Suresi, 30
“Mü’min kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) sakınsınlar, mahrem yerlerini korusunlar. Ziynetlerini/ziynet sayılan yerlerini meydana çıkarmasınlar/göstermesinler. Ancak (kendiliğinden) görünen (el, yüz) bu emrin dışındadır. Başörtülerini, yakalarının üstüne kadar (boyunlarını örtecek şekilde) koysunlar.” Nur Suresi, 31
Şimdi okuduğumuz ayetler ışığında kendimizi kontrol edelim.
Biz şeytana ve nefsimize mi uyuyoruz yoksa Rabbimize mi?
Aynaya baktığımızda bu sorunun cevabını kendimizde bulacağız.Geçici dünya hayatı için ebedi ahiret hayatını kaybetmeye değer mi?Değmez ama elimizde olan dünya hayatını gelecekteki hayatımıza tercih ediyoruz. Sebebi imanımızdaki zayıflık.
İmanımızı tazeleyeceğiz. Onu kuvvetlendirecek ameller ile besleyeceğiz.
Neler yapabiliriz diyecek olursanız?
1-İmanımızı kuvvetlendirmek için Kur’an’ımızla ilişkimizi artırmalıyız.
2-Peygamberimizi sav ve ashabının hayatını model edinmeliyiz.
3-Salih insanların sohbetine katılarak onlardan faydalanmalıyız.
4-Arkadaşlarımızı salihlerden seçmeliyiz.
5-Haram yemekten ve yedirmekten uzak durmalıyız.
6-Örtünmeyi teşvik edecek faaliyetlere katılmalıyız.
7-Gençlerimize model oluşturmalıyız.
8-Sahte kahramanların tesirinden korumalıyız.vs.
Rabbimiz bizleri ve sevdiklerimizi istediği gibi örtünen, edep ve hayâ sahibi sevdiği kullarından eylesin.
Bu konuda birbiriyle yardımlaşan, hayırda çığır açan ve yarışanlara rehber kılsın.
Ahmet Bulut
Yarattıkları içinde bizi kendine muhatap kılmış.
Yeryüzünde halife yapmış.
Diğer yarattıklarını bize hizmetçi eylemiş.
Sayamayacağımız nimetler vermiş.
Peygamberler göndermiş, kitaplar vermiş.Hepsi ama hepsi bizim için.Bunlar geçici olan dünyadakiler.Hele ebedi yurdumuz cennettekiler ise tarife sığmaz.Gözlerin görmediği, kulakların işitmediği nimetleri bizim için hazırlanmış.
Bütün bunları veren Rabbimiz bizleri kendine kul olmaya çağırıyor. Kendinden başka Rab edinmememizi istiyor.
Yüce kitabımız Kur’an’ı Kerim’de bizim yaşam modelimizi çizmiş.Şunları size helal kıldım, şu bazılarını da haram kıldım.Helal olanlardan faydalanın, haram olanlara yaklaşmayın diye uyarmış.Haramlar sınırlı, helaller sayamayacağımız kadar çok.
Allah neyi yasakladıysa bizim faydamızadır.
Bunlara uymamız veya uymamamız O’na bir zarar vermez.
Böyle bir genel girişten sonra asıl konumuza gelelim.
Rabbimiz kullarına tesettürü, belli yerlerini örtmeyi emretmiştir.Erkeklere ayrı kadınlara ayrı ölçüler vermiş.İlk insan ilk peygamberden bu güne kadar değişmeyen emirlerden birisidir örtünmek.Öncelikle rehberimiz olan yüce kitabımızdan konu ile ilgili bölümleri nakledelim:
“Ey Âdemoğulları! Size edep yerlerinizi örtecek bir giysi, giyinip süsleneceğiniz bir elbise ihsan ettik. Takvâ (Allah’ın emrine uygun hareket, haya ve iffetini koruma) elbisesi ise daha hayırlıdır. İşte bunlar Allah’ın âyetleri (lütfunun alametleri)ndendir ki belki bu sâyede düşünüp öğüt alırlar.” A’raf Suresi, 26
Mealini verdiğimiz ayet-i kerimede edep yerlerimizin örtülmesi Allah’ın ayetlerinden olduğu bildiriyor.
Müslüman bu emir karşısında:
— İşittim ve itaat ettim ya Rabbi. Der.
Rabbinin emirlerine isyan eden ise:
— Kimse bana karışamaz, ben canımın istediği gibi örtünürüm de açılırım da.Diyerek şeytanın tuzağına düşer.
Kendi eliyle kendisini ateşe hazırlar. Sahibimiz olan Allah cc diğer bir ayetiyle bizleri şöyle uyarıyor:
“Ey Âdemoğulları! Şeytan (ilk defa) ana babanızı, (yanıltıp) çirkin yerlerini kendilerine göstermek için örtülerini soyarak cennetten çıkar(mayı başar)dığı gibi, sizi de şaşırtıp saptırmasın! Çünkü o da yandaşları da, sizin kendilerini görmeyeceğiniz yerden sizi görür(ler). Elbette biz, şeytanları, iman etmeyenlerin dostları yaptık.” A’raf Suresi, 27
Bu güzel ayeti H.Tahsin Feyizli Hoca mealinde şöyle izah eder:
— Şeytan ve şeytanın insan ve cin dostları aynı gayede olup Allah’ın emrini tutmak isteyenlere düşmanlık ederler. İnsan da böylece Allah’ın emir ve yasağını ön planda tutmaz da şeytanın ve dostlarının cazip gösterdiği şeylere uyarsa, burada olduğu gibi, bulunduğu mevkii ve durumdan ihraç edilme ve mahremiyetinin ortaya çıkması söz konusudur. Şeytanın gayesi de budur.
Rabbimiz bizlere en güzel ve doğru yolu gösteriyor. Dostumuzu ve düşmanımızı haber veriyor. Düşmanımızın tuzağına karşı dikkatli olmamızı istiyor. Şeytan ve dostlarının hilelerine karşı nefsimizi ve neslimizi korumalıyız.
Maalesef günümüzde hepimiz ciddi bir tehlikeyle karşı karşıyayız.Müstehcenlik, edepsizlik, açılıp-saçılmak moda kılıfıyla bizlere dayatılıyor. Çoğumuz bu tuzağın kurbanlarıyız. Kadın-erkek, genç-ihtiyar, köylü-şehirli herkes bu hastalıktan nasibini alıyor. Bu hayâsızlığa karşı nefsimizi ve neslimizi korumazsak, bu bulaşıcı ve öldürücü hastalık hepimizin sonunu perişan edecek. Dün edepsizler kınanırken, bu gün maalesef edepliler kınanacak hale geldi. Rabbimiz bu halimizden razı olmaz.
Bizler O’nun yeryüzündeki halifeleri olarak, insanları imanlarının gereğini yapmaya davet edelim. Uymamız gereken emirleri birbirimize usulünce hatırlatalım. Ayetleri kendimize değil, kendimizi ayetlere uyduralım.
Günlük yaşantımızın kırmızıçizgilerini ise yüce Rabbimiz şöyle tarif ediyor:
“Mü’min erkeklere söyle, gözlerini (harama bakmaktan) sakınsınlar ve mahrem yerlerini (ırzlarını) korusunlar! Bu onlar için daha temiz (bir hareket)tir. Hiç şüphesiz Allah, onların yaptıklarından haberdardır.” Nur Suresi, 30
“Mü’min kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) sakınsınlar, mahrem yerlerini korusunlar. Ziynetlerini/ziynet sayılan yerlerini meydana çıkarmasınlar/göstermesinler. Ancak (kendiliğinden) görünen (el, yüz) bu emrin dışındadır. Başörtülerini, yakalarının üstüne kadar (boyunlarını örtecek şekilde) koysunlar.” Nur Suresi, 31
Şimdi okuduğumuz ayetler ışığında kendimizi kontrol edelim.
Biz şeytana ve nefsimize mi uyuyoruz yoksa Rabbimize mi?
Aynaya baktığımızda bu sorunun cevabını kendimizde bulacağız.Geçici dünya hayatı için ebedi ahiret hayatını kaybetmeye değer mi?Değmez ama elimizde olan dünya hayatını gelecekteki hayatımıza tercih ediyoruz. Sebebi imanımızdaki zayıflık.
İmanımızı tazeleyeceğiz. Onu kuvvetlendirecek ameller ile besleyeceğiz.
Neler yapabiliriz diyecek olursanız?
1-İmanımızı kuvvetlendirmek için Kur’an’ımızla ilişkimizi artırmalıyız.
2-Peygamberimizi sav ve ashabının hayatını model edinmeliyiz.
3-Salih insanların sohbetine katılarak onlardan faydalanmalıyız.
4-Arkadaşlarımızı salihlerden seçmeliyiz.
5-Haram yemekten ve yedirmekten uzak durmalıyız.
6-Örtünmeyi teşvik edecek faaliyetlere katılmalıyız.
7-Gençlerimize model oluşturmalıyız.
8-Sahte kahramanların tesirinden korumalıyız.vs.
Rabbimiz bizleri ve sevdiklerimizi istediği gibi örtünen, edep ve hayâ sahibi sevdiği kullarından eylesin.
Bu konuda birbiriyle yardımlaşan, hayırda çığır açan ve yarışanlara rehber kılsın.
Ahmet Bulut
Son düzenleme:
