ceylannur
Yeni Üyemiz
Toprakla -Balçıkla elleri ovalamak fakirlik sebebi midir?
Soru: Mızraklı İlmihali’nde bir insanın elini balçıkla yıkaması yoksulluk sebeplerinden biri olarak gösterilmiş. Böyle bir şey var mıdır? Bir de buradaki balçık nedir?
Cevap: İçinde çeşitli organik maddeler bulunan, genellikle killi, koyu, yapışkan çamura balçık denilir. Bunun fakirliğe sebebiyet verdiğine dair yorum Mızraklı İlmihali‘nin müellifine aittir. Bunu doğrulayan herhangi bir ayet veya hadis bulunmamaktadır.
Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın Marifetname adlı kitabında da soğan ve sarımsak kabuklarını yakmak, geceleyin evi süpürmek, yaşından büyüklerin önünde yürümek, kapının bir kanadına dayanmak, eşik üzerinde oturmak, sabah namazını kıldıktan sonra camiden erken çıkmak, her sabah çarşıya erken gitmek, çarşıdan eve geç dönmek, sarığını otururken sarmak, mumu, kandili nefesle söndürmek, kapısız evde yalnız yatmak v. gibi şeyler de fakirlik sebebi olarak gösterilmiştir. (Erzurumlu İbrahim Hakkı, Marifetname, Osmanlıcadan Sadeleştiren: Faruk Meyan, Bedir Yayınları, İstanbul, 1980, s: 836-837)
Bunların hiçbirisinin gerçekle uzaktan yakından alakası yoktur.
Soru: Mızraklı İlmihali’nde bir insanın elini balçıkla yıkaması yoksulluk sebeplerinden biri olarak gösterilmiş. Böyle bir şey var mıdır? Bir de buradaki balçık nedir?
Cevap: İçinde çeşitli organik maddeler bulunan, genellikle killi, koyu, yapışkan çamura balçık denilir. Bunun fakirliğe sebebiyet verdiğine dair yorum Mızraklı İlmihali‘nin müellifine aittir. Bunu doğrulayan herhangi bir ayet veya hadis bulunmamaktadır.
Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın Marifetname adlı kitabında da soğan ve sarımsak kabuklarını yakmak, geceleyin evi süpürmek, yaşından büyüklerin önünde yürümek, kapının bir kanadına dayanmak, eşik üzerinde oturmak, sabah namazını kıldıktan sonra camiden erken çıkmak, her sabah çarşıya erken gitmek, çarşıdan eve geç dönmek, sarığını otururken sarmak, mumu, kandili nefesle söndürmek, kapısız evde yalnız yatmak v. gibi şeyler de fakirlik sebebi olarak gösterilmiştir. (Erzurumlu İbrahim Hakkı, Marifetname, Osmanlıcadan Sadeleştiren: Faruk Meyan, Bedir Yayınları, İstanbul, 1980, s: 836-837)
Bunların hiçbirisinin gerçekle uzaktan yakından alakası yoktur.