Arama sonuçlarınız

  1. Hasret ruzgari

    36-)İKİNCİ CİLD, 63. cü MEKTÛB

    Hastalıkda nemâzlarını kaçıran, adedlerini bilmeyip, tahmîn ederek, beş vakt nemâzın sünnetlerinden başka, teheccüd, işrak gibi nâfileler yerine, kaçırdığı nemâzları kazâ ederse, borcları bitdikden sonra kıldığı kazâlar, nâfile olurlar. Bunlarla, nâfilelerin sevâbları hâsıl olur. Çünki...
  2. Hasret ruzgari

    36-)İKİNCİ CİLD, 62. ci MEKTÛB

    İnsânın şerefi, îmân ile ve ma’rifet iledir. Mal ile ve mevkı’ ile değildir. Îmânın kuvvetlenmesine çalışınız! Ma’rifet derecelerinde yükselmeğe gayret ediniz! Hadîs-i şerîfde, (Âhiret için çalışanı, Allahü teâlâ, her arzûsuna kavuşdurur. Yalnız dünyâ işleri ardında koşanları helâk eder)...
  3. Hasret ruzgari

    35-)İKİNCİ CİLD, 61. ci MEKTÛB

    İmâm-ı Ahmed ibni Hanbel[1], ilmde ve ictihâdda en yüksek derecede olduğu hâlde, Bişr-i Hâfînin kapısına giderek, bu ma’rifete tâlib oldu. Sebebi soruldukda, o Hak teâlâya benden dahâ çok ârifdir dedi. Ebû Hanîfe Nu’mân-ı Kûfî “rahmetullahi aleyh”[2], ömrünün son iki senesinde, ictihâdı...
  4. Hasret ruzgari

    35-)İKİNCİ CİLD, 61. ci MEKTÛB

    Bu dünyâya getirilmemizden maksad, Allahü teâlânın ma’rifetini elde etmekdir. Ma’rifet iki nev’dir. Birincisi, fen yolu ile, ya’nî nazar ve istidlâl [düşünmek] ile hâsıl olur. Bunu, islâm âlimleri bildirdi. İkincisi, keşf ve şühûd ile, [kalbde] hâsıl olur. Bu, tesavvuf erbâbından [Evliyâdan]...
  5. Hasret ruzgari

    34-)İKİNCİ CİLD, 59. cu MEKTÛB

    İkinci süâlin cevâbına gelince, silsilelerin [yolların] hepsi, imâm-ı Ca’fer Sâdıkdan gelmekdedir “radıyallahü teâlâ anh”[1]. Bu imâm, iki yola bağlıdır. Birincisi, dedelerinin yolu olup, Alîden “radıyallahü teâlâ anh” gelmekdedir. İkincisi, anasından gelen, dedelerinin yolu olup, Sıddîk-ı...
  6. Hasret ruzgari

    34-)İKİNCİ CİLD, 59. cu MEKTÛB

    Sûrî [zâhirî, gözle görünen] kemâlâtın [yüksekliklerin, menfe’atlerin] ve ma’nevî [görünmiyen] makâmların hepsi Muhammed aleyhisselâmdan gelmekdedir. Bedenle yapılacak ve sakınılacak işler, ibâdetler, Ondan bizlere âlimler yolu ile geldi. Bâtının [kalbin] ilmleri, esrârı, sôfiyye-i kirâm...
  7. Hasret ruzgari

    33-)İKİNCİ CİLD, 45. ci MEKTÛB

    Sevgili oğlum! Dünyânın görünüşü tatlıdır, lezzetlidir. Hâlbuki, hakîkatde zehrdir. Kıymetsizdir. Onun tuzağına düşen, hiç kurtulamaz. Bu zehr ile ölen, leş olur. Buna gönül vermek delilikdir. Yaldızlanmış necâset, şeker kaplanmış zehr gibidir. Aklı olan, böyle sahte, yalancı güzelliğe...
  8. Hasret ruzgari

    32-)İKİNCİ CİLD, 42. ci MEKTÛB

    Allahü teâlâ, zâlimlerin şerrinden [zararlarından] muhâfaza eylesin! Belâ Ondan gelir. Belâdan kurtaran da, Odur. Her birinin belli vakti vardır. Vaktlerini değişdirmek mümkin değildir. Izdırâb [şikâyet], fâide vermez. Ona ilticâ [düâ] edilirse, hiç gam kalmaz. Düâ etmemek, gamların en...
  9. Hasret ruzgari

    31-)İKİNCİ CİLD, 39. cu MEKTÛB

    [FONT=book antiqua]Ehl-ullahın [Evliyânın] vücûdları, hayâtda iken de, vefâtlarından sonra da rahmetdir. Diri iken verdikleri feyzleri ve bereketleri, öldüklerinden sonra da devâm eder. Feyzleri ve bereketleri, yollarından ayrılmıyanlara akmağa devâm eder. Dinde ortaya çıkarılan bid’atin...
  10. Hasret ruzgari

    30-)İKİNCİ CİLD, 38. ci MEKTÛB

    [FONT=book antiqua]İnsân ile Allahü teâlâ arasında en büyük perde, insânın nefsidir. (Nefsini bırak da, bana gel! Aradığın güneşi örten bulut, sensin! Kendini bil!) buyuruldu. Nefsin aradan kalkması, vicdânî [Kalbe âid] ve zevkî bir işdir. Söz ve yazı ile bildirilemez. Kitâb okumakla...
  11. Hasret ruzgari

    29-)İKİNCİ CİLD, 37. ci MEKTÛB

    Cevap: İKİNCİ CİLD, 37. ci MEKTÛB [FONT=book antiqua]Bişr buyurdu ki, (Üç nev’ fakîr vardır: İstemez, verince de almaz. Bunlar, İlliyyînde melekler iledirler. İstemez, verince alır. Bunlar, Cennetlerde mukarreblerledir. İhtiyâcı olunca ister. Bunlar, sâdıklar olup, Eshâb-ı yemîn iledirler.)...
  12. Hasret ruzgari

    29-)İKİNCİ CİLD, 37. ci MEKTÛB

    [FONT=book antiqua]Bir günlük yiyeceği olmıyanın, bunu istemesi câiz olduğuna fetvâ verilmişdir. Takvâ ve azîmet ise, hiç istememekdir. Ölüm ve hastalık tehlükesi gibi zarûret hâlinde, mubâh olur. Elbisesi olmıyanın, bu şartlarda, giyecek istemesi mubâh olur. Çalışıp kazanabilen kimsenin...
  13. Hasret ruzgari

    28-)İKİNCİ CİLD, 36. cı MEKTÛB

    Cevap: İKİNCİ CİLD, 36. cı MEKTÛB [FONT=book antiqua]Sevâbını bütün mü’minlerin rûhlarına da hediyye etmek iyi olur. Her birine sevâbın hepsi vâsıl olur. Niyyet edilen meyyitin sevâbı hiç azalmaz. [FONT=book antiqua] [FONT=book antiqua][1] Şâh-ı Nakşibend, 791 [m. 1389] de Buhârâda vefât...
  14. Hasret ruzgari

    28-)İKİNCİ CİLD, 36. cı MEKTÛB

    [FONT=book antiqua]Peygamberimizden bildirilmiş olan ve Onun yapdığı ve Ona mahsûs olmıyan işleri, sevâb kazanmak niyyeti ile yapmak için, kimseden izn almağa ihtiyâc yokdur. Resûlullahın yapması izndir ve câiz olduğuna seneddir. Hâcetlere kavuşmak ve müşkillerden halâs olmak için, ba’zı...
  15. Hasret ruzgari

    27-)BİRİNCİ CİLD, 202. ci MEKTÛB

    [FONT=book antiqua]Bu kısa ömrde, en mühim işleri yapınız! Geceleri ibâdet yapmağı ve seher vaktlerinde ağlamağı, büyük ni’met biliniz! Karanlık geceleri, Allahü teâlâyı hâtırlamak ile aydınlatınız! Ticâretde sâdık ve emîn olunuz! Hadîs-i şerîfde, (Allahü teâlâ, sâdık olan tâciri sever)...
  16. Hasret ruzgari

    26-)BİRİNCİ CİLD, 195. ci MEKTÛB

    [FONT=book antiqua]Peygamberimize, İbrâhîm aleyhisselâmın milletine tâbi’ olması ve ona verilen salevâtın ve berekâtın benzerlerini taleb etmesi için emr olunmasının sebebi, İbrâhîm aleyhisselâmın makâmından geçdikden sonra varılacak, dahâ yüksek makâma kavuşması içindir. İbrâhîm...
  17. Hasret ruzgari

    25-)BİRİNCİ CİLD, 130. cu MEKTÛB

    [FONT=book antiqua]Görünen ve görünmiyen bütün kemâlât, bu parlak dîninin içindedir ve Peygamberlerin sonuncusuna tâbi’ olmakdadır “aleyhi ve aleyhimüssalevât vel-berekât”. Cezbe, Onun yolunda olanlara nasîb olur. Fenâ ve Bekâ, Onun hâlleridir. (Vilâyet-i sugrâ), (Vilâyet-i kübrâ) ve...
  18. Hasret ruzgari

    24-)BİRİNCİ CİLD, 128. ci MEKTÛB

    [FONT=book antiqua]Fenâ ve bekâya vâsıl olmadan evvel, hâsıl olan ahvâlin bir kıymeti yokdur. Hak teâlâya tâlib olanın, Onun mâ-sivâsından [mahlûklardan] uzaklaşması lâzımdır. Ahvâle ve mevâcide tâlib olan, mâ-sivâya tâlibdir. Fenâ ve bekâ lâzımdır. Bu ikisini elde etmeğe çalışmalıdır...
Üst Alt