Hele, kendisi Kudüs-i şerîfi almağa giderken yerine halîfe olarak hazret-i Alîyi vekîl etmiş, bu da, halîfe geri gelinceye kadar, halîfe vekîlliği yaparak, idâreyi eline almış, dönüşünde yine, idâreyi hazret-i Ömere bırakmış olması, birbirlerini ne kadar çok sevdiklerini göstermiyor mu...