Cömertlikte ve yardım etmede akarsu gibi ol
Şefkat ve merhamette güneş gibi ol
Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol
Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol
Tevazu ve alçakgönüllülükte toprak gibi ol
Hoşgörüde deniz gibi ol
Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol”
Ah Hazreti Mevlana senin nasihatlerini sadece okumak bile insanın içine huzur ve sakinlik veriyor. Bugünlerde ve başka zamanlarda en çok aradığımız nimet iç huzuru, gönül ferahlığı değil mi?
Ancak yaşadıklarımızdan öğrendik ki, herşey insanın içinde, kendinde olup bitiyor. Huzur istiyorsak onun kaynağı biz olmalıyız, bir başkası değil. İnsan kendi içindeki dengeleri iyi kurabiliyorsa, kendini geliştirmek için çaba sarfediyorsa, bunun için okumaya ve diğer insanlarla sohbet etmeye, güzel sohbetlerin olduğu ortamlara devam etmeye özen gösteriyorsa, işte o zaman kendi içinde huzuru bulmakta zorlanmayacaktır, Allah’ın (cc) izniyle.
İnsanın kendini geliştirmesi için, zaman zaman halinden memnun olmaması, arayışlar içine girmesi, hatta huzursuz olması da söz konusu olabiliyor.
Sular bulanmadan durulmaz derler, böyle zamanlarda başkalarına nasıl yardım ediyorsak, kendimize de yardım etmeliyiz. Kamil insan olma yolunda, gelincikli buğday tarlaları olduğu gibi sarp yamaçlar, zorluklar da olacaktır. İşte o zamanlar Rabb’imizi çok hatırlamanın ve şevkle ibadet etmenin zamanıdır.
Çünkü gidecek ve sığınacak bir tek kapı var o da Rabb’imizin kapısıdır.
Yolda yürürsünüz kafanızda binbir düşünce, sanırsınız ki yanlızsınız bu koca dünyada. Hayır yalnız değilsiniz, anlaşılmamak derdiniz olmamalı.
Siz Yaradan’ın aşkı ile olmalısınız, önce “ilahi aşk” diye bir şey olduğunu farketmelisiniz, kendinize farkettirmelisiniz, ilahi aşkın size verdiği hazla hayatın artık ağır bir yük olmadığını anlamalısınız.
Yine Mevlana demiş ki; “Aklın yoksa yandın, ya kalbin yoksa o zaman zaten sen yoksun ki...”
İnsan aşkı ancak kalbi ile farkedebilir. Yaradan’ın aşkı ile dolmayan kalpler dünyanın yaramazlıkları ile dolma tehlikesi ile karşı karşıyadır.
Hz. Mevlana