12- Kıyâmet ve Âhirete İman

MURATS44

Özel Üye
b731.gif


Bu kelime, birşey ile takyid ve tahsis edilmeyerek, mutlak ve müphem bırakılmıştır. Mısır Müftüsü Şeyh Muhammed Abduh'un telakkisine göre: "İyi şeyler manasında olan
b731.gif
kelimesi, beynennas meşhur ve malum olduğundan, mutlak bırakılmıştır." Ben de diyorum ki: surenin başına itimaden burada müphem bırakılmıştır.
Çünkü, sure başında zikredilen


b732.gif
-1-

ayeti buradaki
b733.gif
'yi beyandır.


b734.gif
-2-

Bu ayetten maksat, mükafattan neş'et eden neş'eli lezzet ve sürurdur. Bu maksadın takviyesine işaret eden kayıtlar:
1.
b735.gif
-3- 'nin tekidi.
2.
b1069.gif
'nin ihtisası.
3.
b737.gif
-4- 'ün takdimi.
4. Cennet'in cem'iyle tenkiri.
5. Cereyan'ın zikri.
6.
b738.gif
-5- ile beraber
b1020.gif
-6- 'in zikri.
7.
b740.gif
-7- tabiriyle tarifidir.


_______________________________________


1- Namazı dos doğru kılarlar ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden Allah yolunda bağışta bulunurlar. (Bakara Sûresi: 3.)
2- Onlar için altlarından ırmaklar akan Cennetler vardır. (Bakara Sûresi: 25.)
3- Muhakkak
4- Onlar niçin vardır.
5- Alt.
6- -den, -dan.
7- ırmak, nehir.
 

MURATS44

Özel Üye
Bu kayıtların, o maksadın tahakkukuna çalıştıklarına bir parça izahat vereceğiz. Şöyle ki:
Pek büyük birşey tebşir edildiği zaman, akıl tereddüt eder, inanamaz, inandırmak için tekide ihtiyaç olur. Ve keza, neş'e ve sürur makamları, evhamdan hali olmalıdır. Çünkü edna bir vehimle, sürur zail olur. Buna binaen, burada o büyük tebşirat,
b741.gif
ile tekit edilmiştir ki, hem akıl inansın, hem o süruru izale edecek hiçbir evham kalmasın. Ve keza, bu tebşiratın yalnız bir vaadden ibaret olmayıp, bir hakikat olduğuna işarettir.
İhtisası ifade eden
b742.gif
'deki
b1069.gif
tebşir edilen şeyin onlara mahsus ve onların mülkü ve onların fazlı, istihkakları olduğuna delalet eder ki, lezzetleri tamam, sürurları müzdad olsun. Ve illa, bir padişah, bir fakiri misafir ederse, madem o misafirlik ve o sohbet ebedi değildir, kıymeti yoktur.
b744.gif
'ün takdimi hasrı ifade ettiğinden, beynennas, Cennetin onlara tahsis kılındığına ve dolayısıyla ehl-i narın da perişan hallerini onların gözleri önüne götürmeye sebep olduğuna delalet eder. Ve bu itibarla Cennetin lezzeti artar ve kıymeti tezahür eder.
Cennet'in cem'i, Cennetlerin taaddüdüne ve amellere göre Cennetin mertebelerine işarettir. Ve keza, Cennetin her bir cüz'ü, Cennet gibi bir Cennet olduğuna ve herbir mü'mine düşen kısım, büyüklüğüne nazaran tam bir Cennet gibi göründüğüne işarettir.
Cennetin tenkiri ise, güzelliğinin kabil-i tarif ve tavsif olmadığına veya samilerin iştah ve istihsanlarının fevkaladeliğine işarettir.


b745.gif


Bahçelerin en güzeli, içinde suyu bulunanlardır. Bunların da en güzeli, içlerinden suları akanlardır. Bunların da en iyisi, akıntısı devamlı olanlardır. İşte cereyanın siga-i muzari kıyafetinde zikredilmesi, o cereyanları tasvir etmekle, devamlı olduğuna işarettir.
b746.gif
-1-

Hadravat (yeşillik) ve nebatat içinde cereyan eden suların en iyisi, nebaan suretiyle bahçenin içinden çıkmakla yüksek köşklerin altından kendine mahsus terennümatıyla geçen, eşcar ve nebatata dağılan sulardır.
b747.gif
kelimesi, bu kısım sulara işarettir.


________________________________________


1- Altlarından.
 

MURATS44

Özel Üye
b748.gif
-1-

Suların çokluğu, bahçelere daha ziyade menfaat, revnak ve güzellik verir.
Kezalik, küçük küçük arklardan tecemmu eden nehirler, daha güzel manzaraları teşkil eder. Bilhassa suları berrak, zülal, tatlı, soğuk olursa, fevkalade bir kıymet, bir lezzet veriyor.
İşte
b748.gif
kelimesi, cem'iyle, tarifiyle, maddesiyle bu çeşit sulara işaret eder.


b750.gif
-2-

Bu büyük cümle, çok küçük küçük cümleleri tazammun etmiştir. Evet, bu cümle, makabliyle bağlı değildir; müste'nifedir, vazifesi mukadder bir suali cevaplandırmaktır. Mukadder sual ise, sekiz sualin memzuç ve macunudur. Şöyle ki:
Vakta ki İmân edenler ve amel-i salih işleyenler, Cennet gibi yüksek bir meskenle tebşir edildiler, birdenbire samiin zihnine geldi:
"Acaba o meskende rızık olacak birşey var mıdır? Varsa, o rızık nereden hasıl olur ve nereden gelir?
O rızıklar o Cennetten hasıl olduğu takdirde, nesinden neş'et ediyor? Semeratından meydana gelirlerse, dünya semeratına benzerler mi? Benzediği takdirde, birbirine de benzerler mi? Birbirine müşabih olurlarsa, tatları bir midir, yoksa ayrı ayrı mıdır? Tatları muhtelif olduğu takdirde, koparıldıkları zaman yerleri boş mu kalır, yoksa derhal dolar mı? Tebeddül ettikleri takdirde, devamlı mıdırlar? Devamlı iseler, onları yiyenler sevinirler mi? Sevindikleri zaman ne derler?
Arkadaş! Bu sualleri avucuna koy. Ben de bu cümleleri açar, içlerine bakarım. Sen de dikkat et, bakalım mutabık olacak mıdır?
b751.gif
-3- kelimesi, devam ve tahkike delalet eder.
b752.gif
-4- siga-i mazisiyle, vukuunun tahakkukuna delalet ettiği gibi, maddesiyle de dünyadaki rızıklarını ihtar eder. Ve bina-i meçhul sigasıyla zikri, o rızıkda meşakkatin bulunmamasına ve onların (ağalar ve beyler gibi) rızıkları ayaklarına geldiğine delalet eder.


_______________________________________


1- Nehirler, ırmaklar.
2- O cennetlerden rızık olarak bir meyve yediklerinde, "Bu daha önce yediğimiz rızıktandır" derler.
3- Her defasında.
4- Rızık olarak verildiğinde.
 

MURATS44

Özel Üye
b753.gif
-1- denilmektense
b754.gif
-2- denilmiş olsaydı, daha muhtasar ve daha güzel olurdu. Fakat mezkur suallerden iki suale cevap olduğundan,
b755.gif
-3- ayrı,
b756.gif
-4- ayrı söylemek icap etmiştir.
b756.gif
'deki tenkir, tamimi ifade ettiği cihetle, Cennetin bütün semereleri rızık olmaya şayan olduğuna işarettir.
b758.gif
-5- kelimesinin tenkiri ise, açlığı gidermek için yediğiniz, gördüğünüz rızık olmadığına işarettir.
b759.gif
-6- tefaul babının manası olan şirketi andırıyor. Yani, "O rızkın acip keyfiyetinden ettikleri taaccüp ve istiğrabı birbirine söylemeye başladılar."


b760.gif
-7-

Bu cümlede mübhem bırakılıp beyan edilmeyen rızık kelimesinin dört manaya ihtimali vardır.
Birincisi: Rızıktan maksat, amel-i salihtir. Yani, "Bu dar-ı dünyada rızık olarak bize nasip kılınan, amel-i salih, yani, şimdi yediğimiz rızıklar dünyada yaptığımız amel-i salihin neticesidir." Yani amel ile ceza arasında o kadar ittisal (bağlılık) vardır ki, sanki dünyadaki amel, ahirette tecessüm edip sevap kesilmiştir. Onların sevinçleri, bu noktadan hasıl olmuştur.
İkincisi: Rızıktan maksat, dünyanın taam ve yemekleridir. Yani, "Dünyada rızık olarak bize verilen taamlar, bunlardır. Amma zevkleri, tatları arasında dağlar kadar fark vardır." İşte onların istiğrapları bu noktadandır.
Üçüncüsü: Bu semereler, biraz evvel yediğimiz semereler gibidir, ama suretleri bir, manaları, tatları ayrıdır. Demek sureten, şeklen bir olduklarından ülfet lezzetini veriyor, tatlarının ayrı olmasıyla de teceddüd lezzeti hasıl oluyor. İşte sevinçleri bu noktadandır.


_______________________________________


1- Ondan bir meyve.
2- Meyvelerinden.
3- Ondan.
4- Bir meyve.
5- Rızık olarak.
6- Derler.
7- Bu daha önce rızık olarak verilender.
 

MURATS44

Özel Üye
Dördüncüsü: Hemen şimdi yediğimiz meyveler, bu dallardaki meyvelerdir. Demek bir meyve koparıldığı zaman, yeri boş kalmıyor, derhal yerine bir meyve peyda oluyor. İşte bundandır ki, Cennetin meyvelerinde noksaniyet olmuyor.


b761.gif
-1-

Bu cümle, itiraziyedir. Yani, yeni bir hükmü ifade etmek için zikrine lüzum olmadığı halde,
b762.gif
-2- cümlesindeki hükmü tasdik ve illetini beyan etmek üzere, evvelki cümleye bir zeyil ve bir fezleke olarak zikredilmiştir. Bina-i meçhul sigasıyla
b763.gif
-3- nün zikredilmesi, ehl-i Cennetin işleri, hademeleri tarafından görülmekte olduğuna işarettir.
b764.gif
Yani zahiren ve şeklen bir olduğundan, ülfet lezzetini veriyor; batınen ve taamen de ayrı olduğu cihetle, teceddüd lezzetini veriyor. Bu itibarla
b765.gif
kelimesi, her iki lezzeti ima ediyor.


b766.gif
-4-

Bu cümle
b767.gif
-5- cümlesine atıftır. Atfın tarafeyni arasında lazım olan münasebetin iktizasınca, takdir-i kelam şöyle olsa gerektir: "Onlar, kendi cisimleri için bir meskene muhtaç oldukları gibi, kadınları için de bir meskene muhtaçtırlar."
b768.gif
-6- kelimesi ihtisası ifade ettiği cihetle, o ezvacın, onların mülkü ve onlara mahsus olduklarına delalet ettiği gibi, dünya kadınlarından başka
b769.gif
-7- ile tabir edilen bir kısım kadınlar da onlar için yaratılmış olduğunu imaen gösteriyor.


_______________________________________


1- Rızıkları dünyadakine benzer şekilde kendilerine sunulur.
2- Bu daha önce bize rızık olarak verilendir.
3- Getirilir.
4- Onlar orada ter temiz eşler vardır.
5- Onlar için altlarından ırmaklar akan cennetler vardır.
6- Onlar için vardır.
7- İri gözlü huriler.
 

MURATS44

Özel Üye
b770.gif
-1- Cennet, o kadınlara zarf ve mesken olduğundan anlaşılır ki, o kadınlar, o yüksek Cennete layıktırlar ve aynı zamanda Cennet derecelerinin yüksekliği nisbetinde onların hüsünleri de yükseliyor. Ve keza, Cennetin de onlarla müzeyyen olduğuna gizli bir ima vardır.
b771.gif
-2- tef'il babından ism-i mef'ul olduğundan, her halde tathir edici bir fail vardır. O fail de, ancak yed-i kudrettir. Binaenaleyh, yed-i kudretin tathir ve tenzih ettiği kadınların tavsifleri kabil değildir. Ve keza,
b772.gif

kelimesi müteaddi olduğuna nazaran, o kadınların taharetleri kendilerinden olmayıp, başkasından onlara sirayet etmiş olduğu anlaşılır. Binaenaleyh, dünya kadınları da Cennete girdikten sonra, bir tetahhur ve tasfiye ve tasaykul ameliyatıyla, güzellikte hurilerin derecelerine çıkacaklarına delalet eder.
b773.gif
Yani, "Onlar da, ezvaçları da, Cennet de, Cennetin lezaizi de hep ebedidirler."


• • •


______________________________________


1- Orada.
2- Temiz kılınmış.
 
Üst Alt