Bu ayetin nazmında dahi emsali gibi üç vecih vardır.
Birinci vecih: Evvelki ayetle irtibatıdır. Şöyle ki:
1. İnsanın hilkati hakkında melaikenin itirazlarına, evvelki ayette umumi, fehmi kolay, ikna edici bir cevap verilmiştir. Bu ayetle, avam ve havassı ikna eden tafsilatlı bir cevap verilmiştir.
2. Evvelki ayette, beşerin hilafet meselesi tasrih edilmiştir. Bu ayette ise, nev-i beşerin melaikeye karşı gösterdiği mucize ile, dava-yı hilafeti ispat edilmiştir.
3. Evvelki ayette, beşerin melaikeye tereccuh etmesine işaret edilmiştir. Bu ayette, tereccuhunun illetine işaret edilmiştir.
4. Beşerin arzda hilafet-i kübraya mazhar olmasına evvelki ayetle delalet edilmiştir. Burada ise, bütün tecelliyata mazhar bir nüsha-i camia olarak gösterilmiştir. Bu da, ayrı ayrı istidatlara malik ve ilim ve istifadelerinin yolları çok olduğundandır. Evet, beşer, zahir ve batın havas ve duygularıyla, bilhassa derinliğine nihayet olmayan vicdanıyla kainatı ihata etmiş bir kabiliyettedir.
İkinci vecih: Cümlelerin birbiriyle irtibatlarıdır. Şöyle ki:
-1- cümlesi,
-2- cümlesinin mazmununu tahkik ve icmalini tafsil ve ibhamını tefsirdir. Ve keza, Cenab-ı Hakkın arzında beşerin halife olması, Allah'ın hükümlerini icra ve kanunlarını tatbik etmesi içindir. Bu ise, tam bir ilme mütevakkıftır. Ve keza, birinci ayette, kelamın sevkiyatı iktizasınca şöyle bir takdir olacaktır: adem'i halk etti, tesviye etti, cesedine nefh-i ruh etti, terbiye etti, sonra esmayı talim etti ve hilafete namzet kıldı. Sonra vakta ki adem'i melaikeye tercih etmekle rüçhan meselesinde ve hilafet istihkakında ilm-i esma ile mümtaz kıldı; makamın iktizası üzerine, eşyayı melaikeye arz ve onlardan muarazayı talep etti; sonra melaike aczlerini hissetmekle Cenab-ı Hakkın hikmetini ikrar ettiler. Kur'an-ı Kerim, buna işareten,
-3-
dedikten sonra,
-4- evvelce İblisin enaniyet ve kibrine kanarak yaptıkları istifsardan pişman olarak
-5-
dediler. Sonra vakta ki istidatlarının adem-i camiiyetinden dolayı, melaikenin aczi zahir oldu; makamın iktizası üzerine, adem'in iktidarının beyanı icap etti ki, muaraza tamam olsun. Bunun için,
-6- hitabıyla adem'e ferman etti. Sonra, vakta ki mesele tebeyyün etti ve hikmetin sırrı zahir oldu, geçen cevab-ı icmalinin bu tafsilata netice kılınması makamın iktizasından olduğuna binaen,
-7-
Yani, "Sizin ketmettiğiniz şeyi bilirim."
___________________________________
1- Ve Ademe bütün isimleri öğretti.
2- Ben sizin bilmediğinizi bilirim.
3- Sonra eşyayı melaikeye göstererek dedi ki: "Eğer iddanuzda doğru iseniz, bunların isimlerini bana söyleyin" (Bakara Sûresi: 31.)
4- Dediler.
5- Seni her türlü noksandan tenzih ederiz. Senin bize öğrettiğinden başka bilgimiz yoktur. Sen herşeyi hakkıyla bilir, her işi hikmetle yaparsın. (Bakara Sûresi: 32.)
6- Cenab-ı Hak dedi ki: "Ya Adem onlara bu varlıkların isimlerini bildir." (Bakara Sûresi: 33.)
7- Cenab-ı Hak dedi ki: "Size demedim mi, Ben göklerin ve yerin gizliliklerini de bilirim, sizin açığa vurduklarınızı ve gizlediklerinizi de bilirim" (Bakara Sûresi: 33.)