HASAN CAN
Active member
Camiü l-Ezher ulemasına gönderilen iki nüsha benim tashihimden geçmemiş olduğundan, bazı harekeler ve Arabi kelimelerde sehivler elbette vardır. Hususan ahirdeki arabi Hülasatü l-Hülasa harekelerinde ilm-i nahivce, başka nüshalarda müteaddid sehivler gördüm. Onun için, tam Arabi hocalarının tetkikinden geçmiş birer nüsha Asa-yı Musa Haşiye ve Zülfikar dan, münasip gördüğünüz zaman Camiü l-Ezhere göndermekle beraber, onlara yazınız ki:
Nur Risalelerinin Medresetü z-Zehrası, Camiü l-Ezherin şefkatine çok muhtaç bir mahdumudur, bir talebesidir, şiddetli düşmanların hücumuna hedef olmuş bir şakirdidir ve bütün medreselerin başı ve alem-i İslamı daima tenvir eden o büyük Camiü l-Ezherin küçük bir daire ve şubesidir. Onun için, o alikadir üstad ve müşfik peder ve hamiyetkar mürşid-i azam, biçare evladına ve şakirtlerine tam yardım etmesini onların ulüvv-ü himmetinden bekliyoruz. O pek büyük üstadımıza takdim edilen iki kitap ise, bir talebe, dersini ne derece anlamış diye akşamda babasına ve üstadına yazıp vermesi gibi, o iki dersimiz, o şefkatli allamelerin nazar-ı müsamahalarına arzedilmiş diye bu mektubu yazarsınız.
• • •
Pek çok alakadar olduğum ve Risale-i Nur'un gayet ehemmiyetli bir merkezi ve az zamanda pek çok Nur işini gören Denizli Hüsrev i ve gayet ciddi ve sadık rüfekaları, hususan hakim-i adil ve Muharrem ve Hafız Mustafa ve sairenin namına bayram tebrikiyle, Hasan Feyzi nin şiddetli ve tehlikeli hastalığını beyan eden bir mektubu, çok ehemmiyetli bir kardeşimiz olan Muharrem den aldım. Kanaat-i kat iyem geldi ki, Hasan Feyzi, aynen şehid Hafız Ali (rahmetullahi aleyh) gibi, benim musibetimin kısm-ı azamını kendine alıp manevi bir fedakarlık eylemiş. Hafız Ali, benim bedelime birkaç emare ile berzaha gittiği gibi, bu Hasan Feyzi de aynı hastalığım zamanında, aynı vakitte, aynı müddette, aynı tarzda, aynı sıkıntılı dışarıya çıkmamakta tevafuku kuvvetli bir emaredir ki, bana çok acıyan ve şefkat eden o kardeşimiz, manen hastalığımı kısmen kendine aldı. Bu dört cihetle tevafuk içinde yalnız bir fark var. Benimki zehirden, tesemmümden, onunki soğuktan gelmiştir. Elbette Hastalar Risalesi bizim bedelimize onu teselli edip iyadetü l-mariz gibi keyfini sormuş ve hastalıktaki büyük sevaplar ve sıkıntılarını sürura kalbetmiş. Cenab-ı Hak, şifa-i acil ihsan eylesin. Amin.
• • •
Bir zaman Barla da temsil için yazdığım bir risalede, "İki adam İstanbul a gidecek. Birisinin yüzde doksan dokuz dostu İstanbul dadır. Onun için oraya iştiyakla gider. Öteki, onun aksi, ila ahir..." mealinde birşey yazılmış.
Şimdi, aynen bu hastalığımın ihtarıyla geçmiş zamana geçtim ve o zamanlarda hayatımı geçirdiğim
Nur Risalelerinin Medresetü z-Zehrası, Camiü l-Ezherin şefkatine çok muhtaç bir mahdumudur, bir talebesidir, şiddetli düşmanların hücumuna hedef olmuş bir şakirdidir ve bütün medreselerin başı ve alem-i İslamı daima tenvir eden o büyük Camiü l-Ezherin küçük bir daire ve şubesidir. Onun için, o alikadir üstad ve müşfik peder ve hamiyetkar mürşid-i azam, biçare evladına ve şakirtlerine tam yardım etmesini onların ulüvv-ü himmetinden bekliyoruz. O pek büyük üstadımıza takdim edilen iki kitap ise, bir talebe, dersini ne derece anlamış diye akşamda babasına ve üstadına yazıp vermesi gibi, o iki dersimiz, o şefkatli allamelerin nazar-ı müsamahalarına arzedilmiş diye bu mektubu yazarsınız.
• • •
Pek çok alakadar olduğum ve Risale-i Nur'un gayet ehemmiyetli bir merkezi ve az zamanda pek çok Nur işini gören Denizli Hüsrev i ve gayet ciddi ve sadık rüfekaları, hususan hakim-i adil ve Muharrem ve Hafız Mustafa ve sairenin namına bayram tebrikiyle, Hasan Feyzi nin şiddetli ve tehlikeli hastalığını beyan eden bir mektubu, çok ehemmiyetli bir kardeşimiz olan Muharrem den aldım. Kanaat-i kat iyem geldi ki, Hasan Feyzi, aynen şehid Hafız Ali (rahmetullahi aleyh) gibi, benim musibetimin kısm-ı azamını kendine alıp manevi bir fedakarlık eylemiş. Hafız Ali, benim bedelime birkaç emare ile berzaha gittiği gibi, bu Hasan Feyzi de aynı hastalığım zamanında, aynı vakitte, aynı müddette, aynı tarzda, aynı sıkıntılı dışarıya çıkmamakta tevafuku kuvvetli bir emaredir ki, bana çok acıyan ve şefkat eden o kardeşimiz, manen hastalığımı kısmen kendine aldı. Bu dört cihetle tevafuk içinde yalnız bir fark var. Benimki zehirden, tesemmümden, onunki soğuktan gelmiştir. Elbette Hastalar Risalesi bizim bedelimize onu teselli edip iyadetü l-mariz gibi keyfini sormuş ve hastalıktaki büyük sevaplar ve sıkıntılarını sürura kalbetmiş. Cenab-ı Hak, şifa-i acil ihsan eylesin. Amin.
• • •
Bir zaman Barla da temsil için yazdığım bir risalede, "İki adam İstanbul a gidecek. Birisinin yüzde doksan dokuz dostu İstanbul dadır. Onun için oraya iştiyakla gider. Öteki, onun aksi, ila ahir..." mealinde birşey yazılmış.
Şimdi, aynen bu hastalığımın ihtarıyla geçmiş zamana geçtim ve o zamanlarda hayatımı geçirdiğim
Haşiye
Yanımda bulunan ve noksan tashihimden geçen bir Zülfikar la bir Asa-yı Musa yı size gönderebilirim. Tam bir mukabeleden sonra, siz isterseniz kendi nüshalarınızı Mısır a gönderirsiniz.
Yanımda bulunan ve noksan tashihimden geçen bir Zülfikar la bir Asa-yı Musa yı size gönderebilirim. Tam bir mukabeleden sonra, siz isterseniz kendi nüshalarınızı Mısır a gönderirsiniz.