Hasret ruzgari
Aktif Üyemiz
39 - Belli bir mü’minin veyâ zimmînin [gayr-ı müslim vatandaşın] aybını, onu kötülemek için arkasından söylemek, gîbet olur. [Kötüleyen sözler doğru ise, (gîbet) olur. Yalan ise, (iftirâ) olur. Gîbet ve iftirâ söylemek, büyük günâh olduğu gibi, bunları dinlemek de harâmdır. Söyleyen ve dinleyen, Cehennem ateşinde yanacakdır. Söyleyeni susdurmalı, susduramaz ise, oradan kalkıp gitmelidir. Ve bunlar için, hayr düâ etmelidir. Dostların, ahbâbların ismlerini yazıp, dıvara asmalı, bu ismleri her görüşde, sâhiblerine hayr düâ etmelidir. Mezârların üzerine taşlar dikip, üzerlerine meyyitin ismi yazılır, geçenler, görenler, bu meyyite rahmet ve istigfâr okurlar. Senelerce bu düâlara kavuşan meyyitler kabr azâbından kurtulur.] Gîbet, harâmdır. Dinleyen, o kimseyi tanımıyorsa, gîbet olmaz. Gîbet olunan kimse bunu işitirse, üzülür. Bedeninde, nesebinde, ahlâkında, işinde, sözünde, dîninde, dünyâsında, hattâ elbisesinde, evinde, hayvânında bulunan bir kusûr, arkasından söylendiği zemân, bunu işitince üzülürse, gîbet olur. Kapalı söylemek, işâret ile, hareket ile bildirmek, yazı ile bildirmek de, hep söylemek gibi gîbetdir. Bir müslimânın günâhı ve kusûru söylendikde, hâfızların, din adamlarının, elhamdülillâh biz böyle değiliz demeleri, gîbetin en kötüsü olur. Birisinden bahs edilirken, elhamdülillâh, Allah, bizi hayâsız yapmadı gibi, onu kötülemek, çok çirkin gîbet olur. Falanca kimse çok iyidir, ibâdetde şu kusûru olmasa, dahâ iyi olurdu demek, gîbet olur. Hucurât sûresinde, onikinci âyetinde meâlen, (Birbirinizi gîbet etmeyiniz!) buyuruldu. Gîbet, adam çekişdirmek demekdir. Birisini gîbet etmek, ölmüş insanın etini yimek gibi olur buyuruldu. Hadîs-i şerîfde, (Kıyâmet günü, bir kimsenin sevâb defteri açılır. Yâ Rabbî! Dünyâda iken, şu ibâdetleri yapmışdım. Sahîfede bunlar yazılı değil, der. Onlar, defterinden silindi, gîbet etdiklerinin defterlerine yazıldı denir) ve (Kıyâmet günü bir kimsenin hasenât defteri açılır. Yapmamış olduğu ibâdetleri orada görür. Bunlar seni gîbet edenlerin sevâblarıdır, denir) buyuruldu. Ebû Hüreyre “radıyallahü anh” diyor ki, Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” ile oturuyorduk. İçimizden birisi kalkıp gitdi. Yâ Resûlallah! Râhatsız olup gitdi, denildi. (Arkadaşınızı gîbet etdiniz, etini yidiniz) buyurdu. Âişe “radıyallahü anhâ” diyor ki, Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” yanında, bir kadının uzun olduğunu söyledim, (Ağzında olanı çıkar!) buyurdu. Tükürdüm. Ağzımdan et parçası çıkdı. Allahü teâlâ sıfatları, özellikleri, cism şeklinde göstermeğe kâdirdir. Gîbet, din kardeşinin, bir zimmînin işitince üzüleceği bir kusûrunu arkasından söylemekdir.