MURATS44
Özel Üye
11. Hz. Mehdi 14. Yüzyılın Müceddididir.
11. Hz. Mehdi 14. Yüzyılın Müceddididir. "Şimdi İslamlar içinde Nur-u Kuran'a muhalif haletlerin ekserisi o su-i kasdların ve Sevr Muahedesi gibi gaddarane muahedelerin vahim neticeleridir. Eğer şeddeli (mim) dahi şeddeli "lamlar" gibi bir sayılsa, o vakit bin ikiyüz seksendört eder. O tarihe Avrupa kafirleri devlet-i İslamiye'nin nurunu söndürmeğe niyet ederek on sene sonra Rusları tahrik edip Rus'un doksanüç muharebe-i meş'umesiyle alem-i İslam'ın parlak nuruna muvakkat bir bulut perde ettiler. Fakat bunda Resail-in-Nur şakirdleri yerine Mevlana Halid'in (KS) şakirdleri o bulut zulümatını dağıttıklarından bu ayet bu cihette onların başlarına remzen parmak basıyor.
Şimdi hatıra geldi ki, eğer şeddeli "lamlar" ve (mim) ikişer sayılsa bundan bir asır sonra zulümatı dağıtacak zatlar ise, Hazret-i Mehdi'nin şakirdleri olabilir." (Birinci Şua, 85)
Bediüzzaman, yukarıda bahsettiğimiz, İslam aleminin üzerindeki zulüm ortamının kendisinden "bir asır sonra" ancak Mehdi ile dağıtılacağını söylemiştir. Üstad açık bir tarih vermiştir. Kendisinden bir sonraki yüzyılda Mehdi'nin talebeleriyle birlikte yapacağı çalışmalarla, Müslümanlar büyük sıkıntılardan kurtulup feraha kavuşacaklardır.
Burada "Mehdi'nin Şakirdleri" tabiri, tevile açık olmamakla birlikte, Mehdi'nin daha önce gelip de, kendisinden yüz yıl sonraki talebelerinin başarıya ulaşacağı şeklinde bir zan, Mehdi'yi takdir edememiş olmanın yanında mantıksızdır da. Mehdi gibi en büyük bir müceddidin, bir kutbun, bir mürşidin yapamadığını(!), yüzyıl sonraki talebelerinin yapacağını düşünmek, mantık, akıl ve adetullah dışıdır. Allah başarıyı ve zaferi yani karanlığı dağıtmayı Mehdi'ye nasip edecektir. O zat onun için Mehdidir.
11. Hz. Mehdi 14. Yüzyılın Müceddididir. "Şimdi İslamlar içinde Nur-u Kuran'a muhalif haletlerin ekserisi o su-i kasdların ve Sevr Muahedesi gibi gaddarane muahedelerin vahim neticeleridir. Eğer şeddeli (mim) dahi şeddeli "lamlar" gibi bir sayılsa, o vakit bin ikiyüz seksendört eder. O tarihe Avrupa kafirleri devlet-i İslamiye'nin nurunu söndürmeğe niyet ederek on sene sonra Rusları tahrik edip Rus'un doksanüç muharebe-i meş'umesiyle alem-i İslam'ın parlak nuruna muvakkat bir bulut perde ettiler. Fakat bunda Resail-in-Nur şakirdleri yerine Mevlana Halid'in (KS) şakirdleri o bulut zulümatını dağıttıklarından bu ayet bu cihette onların başlarına remzen parmak basıyor.
Şimdi hatıra geldi ki, eğer şeddeli "lamlar" ve (mim) ikişer sayılsa bundan bir asır sonra zulümatı dağıtacak zatlar ise, Hazret-i Mehdi'nin şakirdleri olabilir." (Birinci Şua, 85)
Bediüzzaman, yukarıda bahsettiğimiz, İslam aleminin üzerindeki zulüm ortamının kendisinden "bir asır sonra" ancak Mehdi ile dağıtılacağını söylemiştir. Üstad açık bir tarih vermiştir. Kendisinden bir sonraki yüzyılda Mehdi'nin talebeleriyle birlikte yapacağı çalışmalarla, Müslümanlar büyük sıkıntılardan kurtulup feraha kavuşacaklardır.
Burada "Mehdi'nin Şakirdleri" tabiri, tevile açık olmamakla birlikte, Mehdi'nin daha önce gelip de, kendisinden yüz yıl sonraki talebelerinin başarıya ulaşacağı şeklinde bir zan, Mehdi'yi takdir edememiş olmanın yanında mantıksızdır da. Mehdi gibi en büyük bir müceddidin, bir kutbun, bir mürşidin yapamadığını(!), yüzyıl sonraki talebelerinin yapacağını düşünmek, mantık, akıl ve adetullah dışıdır. Allah başarıyı ve zaferi yani karanlığı dağıtmayı Mehdi'ye nasip edecektir. O zat onun için Mehdidir.