Okyay
ÖZEL ÜYE
DOST Dediğin
Sen; Dostun çiçeğisin. Soldurmaz, sular durur,
Biraz görünmez olsan, etrafa sorar durur.
O dost ki; iyi günde, çağırsan coşar gelir.
Kötü günde sussan da, kendisi koşar gelir.
Menfaati bitince dostluğu biten vardır,
Seni nâçar görünce kenara iten vardır.
Öylesinin dostluğu, ışıkta kelebektir,
Işık sönüverince, kaybolması sebeptir.
Dost dediğin; derdini paylaştığın sırdaştır,
Mü’mine atfederiz, işte asıl gardaştır.
Ona güvenin kadar, kendine güvenmezsin,
O yüzden, değerlidir, kimseciğe vermezsin.
Dostunu kaybetmeyi istemiyorsun niçin?
Çünkü ahbaplığınız, Allan rızası için.
Kimi zaman sırtını dayadığın ağaçtır,
Ne dersin! fıtriyat bu, dayanış ihtiyaçtır.
Asıl dayanılacak, Yüce Allah, O ayrı,
Mü’minlerin dostluğu, övgülenmiştir hayrı.
Rabbimiz kardeş saymış, Hucurat on âyette,
Bunu pekiştirmeyi, görev kılmış gâyette.
Allah’ı hoşnud etmek olunca zaten amaç,
O’nun hoşnudluğu ki, her nesne buna muhtaç
Ko gayri dostluklar da, alsın bundan payını,
Bu ruh güzelliğiyle sergilesin sa’yıni.
Allah’ın rızasını kazanmak, ne karlı iş,
İster tek kelam olsun, ister özlü bir deyiş,
Kat’iyen zayi olmaz hedefine ulaşır,
İşte mü’min dosta da böylesi pek yaraşır.
Mü’mini çok severim, bi kere, riyâsızdır,
Rabbin methine mazhar, bir kul tanımışızdır.
Sırrın mı? Onu saklar, üstüne sürgü çeker,
Ya temeli unutur. ya da hıfz'eder, titrer.
Çünkü iyi bilir ki, Rabbi onu gözetler,
O’ndan, emanetini korumasını bekler.
Dosta kanat germesi bu yüzdendir mü’minin,
Elbette bu gerekti düsturuydu, dininin.
Şevket Okyay
Sen; Dostun çiçeğisin. Soldurmaz, sular durur,
Biraz görünmez olsan, etrafa sorar durur.
O dost ki; iyi günde, çağırsan coşar gelir.
Kötü günde sussan da, kendisi koşar gelir.
Menfaati bitince dostluğu biten vardır,
Seni nâçar görünce kenara iten vardır.
Öylesinin dostluğu, ışıkta kelebektir,
Işık sönüverince, kaybolması sebeptir.
Dost dediğin; derdini paylaştığın sırdaştır,
Mü’mine atfederiz, işte asıl gardaştır.
Ona güvenin kadar, kendine güvenmezsin,
O yüzden, değerlidir, kimseciğe vermezsin.
Dostunu kaybetmeyi istemiyorsun niçin?
Çünkü ahbaplığınız, Allan rızası için.
Kimi zaman sırtını dayadığın ağaçtır,
Ne dersin! fıtriyat bu, dayanış ihtiyaçtır.
Asıl dayanılacak, Yüce Allah, O ayrı,
Mü’minlerin dostluğu, övgülenmiştir hayrı.
Rabbimiz kardeş saymış, Hucurat on âyette,
Bunu pekiştirmeyi, görev kılmış gâyette.
Allah’ı hoşnud etmek olunca zaten amaç,
O’nun hoşnudluğu ki, her nesne buna muhtaç
Ko gayri dostluklar da, alsın bundan payını,
Bu ruh güzelliğiyle sergilesin sa’yıni.
Allah’ın rızasını kazanmak, ne karlı iş,
İster tek kelam olsun, ister özlü bir deyiş,
Kat’iyen zayi olmaz hedefine ulaşır,
İşte mü’min dosta da böylesi pek yaraşır.
Mü’mini çok severim, bi kere, riyâsızdır,
Rabbin methine mazhar, bir kul tanımışızdır.
Sırrın mı? Onu saklar, üstüne sürgü çeker,
Ya temeli unutur. ya da hıfz'eder, titrer.
Çünkü iyi bilir ki, Rabbi onu gözetler,
O’ndan, emanetini korumasını bekler.
Dosta kanat germesi bu yüzdendir mü’minin,
Elbette bu gerekti düsturuydu, dininin.
Şevket Okyay
Moderatör tarafında düzenlendi: