MURATS44
Özel Üye
Yaşar nuri öztürk
YAŞAR NURİ ÖZTÜRK
Yaşar Nuri Öztürk, "Depremin Gösterdikleri" kitabının bir bölümünde ahir zamanda gelecek olan "Uyarıcı" hakkında şunları yazmıştır:
"Deprem diyor ki! Uyarıcıları iyi dinleyin!
İnsanlık hiçbir devirde uyarıcıları gereğince dinlemedi. Allah, her devirde, her topluma ''nezirler'' (uyarıcılar) gönderdi. (Bk. Kur'an, Fatır, 24)
Uyarıcılar sürekli gönderilmiştir, ama insanlık bunları dinlememiştir.
Uyarıcılar, bazen peygamber (resul, nebi) şeklinde gönderilir, bazen de peygamberin açtığı ana yolda faaliyet gösteren mübelliğler şeklinde... Bu mübelliğler bazen müçtehit olur, bazen müceddit...
Peygamberlerde nezir (uyarıcı) sıfatının yanında, hatta ondan önce beşir (müjdeleyici) sıfatı vardır.
Mübelliğ uyarıcılarda beşir sıfatı aranmaz. Çünkü onlar, daha önce peygamber tarafından zaten dikkat çekilmiş ihmal ve zulümlerin bozduğu dengeleri düzeltmek için konuşurlar. Bu tür konuşmalar hemen daima sert ve sarsıcı olur.
Uyarıcıların sertliği, ürkütücülüğü onların rahmet ve şefkatten uzaklığı anlamında değerlendirilmemelidir. Onlar aynı zamanda rahmet ve şefkáti de taşırlar, ama esas görevleri, insan kulağına, ürpertici sözleri iletmek olduğu için genelde sert ve kırıcı olurlar.
Uyarıcıların çok önemli zaman dilimlerine hitap edenlerine ''çıplak uyarıcı'' diyoruz.
Çıplak uyarıcı, genellikle yüz yılda bir gelir. Kuran Kameri takvim kullandığına göre, 15. yüzyıl'ın çıplak uyarıcısı yaklaşık, çeyrek asırdan beri beklenmektedir.
Ben derim ki, 15. yüzyıl'ın çıplak uyarıcısı gelmiş, görevine başlamıştır.
Burada bir özellik daha dikkat çekmektedir. Miladi takvimi esas alarak baktığımızda, Kameri takvimin 15. yüzyıl çıplak uyarıcısı, miladi takvime göre iki yüz yıla da hitap edecek demektir. 20. ve 21. yüzyıllar. Bu olgu, Allah'ın bu yüzyılın çıplak uyarıcısına lütfunun bir göstergesidir. ''Bu, Allah'ın lütfudur ki, Allah onu dilediğine verir. Allah, o büyük lütfun sahibidir.'' (Kur'an, Cumua, 4).
Bu olgunun bir anlamı daha vardır: Bu yüzyılın çıplak uyarıcısı, sadece Kameri takvimin sembolize ettiği İslam dünyasına değil, Miladi takvimin sembolize ettiği Batı dünyasına da hitap eden bir uyarıcıdır.
Doğrusu o, bir ''ortak-evrensel uyarıcı''dır.
(Depremin gösterdikleri, Yeni Boyut Yayınları s. 232-233)
YAŞAR NURİ ÖZTÜRK
Yaşar Nuri Öztürk, "Depremin Gösterdikleri" kitabının bir bölümünde ahir zamanda gelecek olan "Uyarıcı" hakkında şunları yazmıştır:
"Deprem diyor ki! Uyarıcıları iyi dinleyin!
İnsanlık hiçbir devirde uyarıcıları gereğince dinlemedi. Allah, her devirde, her topluma ''nezirler'' (uyarıcılar) gönderdi. (Bk. Kur'an, Fatır, 24)
Uyarıcılar sürekli gönderilmiştir, ama insanlık bunları dinlememiştir.
Uyarıcılar, bazen peygamber (resul, nebi) şeklinde gönderilir, bazen de peygamberin açtığı ana yolda faaliyet gösteren mübelliğler şeklinde... Bu mübelliğler bazen müçtehit olur, bazen müceddit...
Peygamberlerde nezir (uyarıcı) sıfatının yanında, hatta ondan önce beşir (müjdeleyici) sıfatı vardır.
Mübelliğ uyarıcılarda beşir sıfatı aranmaz. Çünkü onlar, daha önce peygamber tarafından zaten dikkat çekilmiş ihmal ve zulümlerin bozduğu dengeleri düzeltmek için konuşurlar. Bu tür konuşmalar hemen daima sert ve sarsıcı olur.
Uyarıcıların sertliği, ürkütücülüğü onların rahmet ve şefkatten uzaklığı anlamında değerlendirilmemelidir. Onlar aynı zamanda rahmet ve şefkáti de taşırlar, ama esas görevleri, insan kulağına, ürpertici sözleri iletmek olduğu için genelde sert ve kırıcı olurlar.
Uyarıcıların çok önemli zaman dilimlerine hitap edenlerine ''çıplak uyarıcı'' diyoruz.
Çıplak uyarıcı, genellikle yüz yılda bir gelir. Kuran Kameri takvim kullandığına göre, 15. yüzyıl'ın çıplak uyarıcısı yaklaşık, çeyrek asırdan beri beklenmektedir.
Ben derim ki, 15. yüzyıl'ın çıplak uyarıcısı gelmiş, görevine başlamıştır.
Burada bir özellik daha dikkat çekmektedir. Miladi takvimi esas alarak baktığımızda, Kameri takvimin 15. yüzyıl çıplak uyarıcısı, miladi takvime göre iki yüz yıla da hitap edecek demektir. 20. ve 21. yüzyıllar. Bu olgu, Allah'ın bu yüzyılın çıplak uyarıcısına lütfunun bir göstergesidir. ''Bu, Allah'ın lütfudur ki, Allah onu dilediğine verir. Allah, o büyük lütfun sahibidir.'' (Kur'an, Cumua, 4).
Bu olgunun bir anlamı daha vardır: Bu yüzyılın çıplak uyarıcısı, sadece Kameri takvimin sembolize ettiği İslam dünyasına değil, Miladi takvimin sembolize ettiği Batı dünyasına da hitap eden bir uyarıcıdır.
Doğrusu o, bir ''ortak-evrensel uyarıcı''dır.
(Depremin gösterdikleri, Yeni Boyut Yayınları s. 232-233)