Arama sonuçlarınız

  1. Adilbey

    Nar-ı Sufi - Lafzatullah

    JOSLeLxKurY
  2. Adilbey

    Brezilya Üzüm Ağacı

    bütün taneler aynı büyüklükte. değişik bir görüntü.
  3. Adilbey

    Günlük Yoklama Ve Selamlaşma Defteri 17 temmuz 2010 cumartesi

    Kainat birbirine, sevgi ile zincirleme bağlanmış Sevgini vermesini öğren; çünkü gönlün de anlasın ki hepsine yer varmış Sevgisiz insandan, dünya, unutma ki korkarmış Ya korkudan yana kaçar ya düşman olur kovalarmış hz mevlana hamdolsun alemlerin rabbine bu günde burdayız 19:30 esselamü...
  4. Adilbey

    Bu kız tam 500 yaşında!

    Gençmiş daha. 500 yaşında gencecik. Gerçekten çok ilginç. ama inka uygarlığı binlerce yıl öncesine ait olmalı. 500 sene daha dünkü :) Emeğine sağlık adminim. çok ilginç resimler. sanki yeni çekilmiş gibi.
  5. Adilbey

    31- Îmân, ibâdetler ve lüzûmlu nasîhatler 3.Cild 17.ci mektûb

    Ya’nî, mürşidi sevmek, onun kalbinden saçılan feyzleri almağa sebeb olur. Feyz alınca, ihlâs hâsıl olur. İhlâs ile yapılan ibâdet de, insanı hakîkî îmâna kavuşdurur. (Künûz-üd-dekâık)deki hadîs-i şerîfde, (Herşeyin menba’ı vardır. İhlâsın, takvânın menba’ı, kaynağı, Âriflerin kalbleridir)...
  6. Adilbey

    31- Îmân, ibâdetler ve lüzûmlu nasîhatler 3.Cild 17.ci mektûb

    [İbni Âbidîn orucun mekrûhlarını anlatırken, güzel giyinmek mubâhdır diyor.] Bütün hareketler, işler, sözler, okumak, dinlemek, [oğlunu mektebe göndermek] hep Allah rızâsı için olmalıdır. Onun dînine uygun olmasına çalışmalıdır. Böyle olunca, insanın her a’zâsı ve kalbi Allahü teâlâya...
  7. Adilbey

    31- Îmân, ibâdetler ve lüzûmlu nasîhatler 3.Cild 17.ci mektûb

    Cehennemden kurtulmak istiyen, halâl ve harâmları iyi öğrenmeli, halâl kazanıp, harâmdan kaçınmalıdır. İslâmiyyetin sâhibinin yasak etdiği şeylerden sakınmalıdır. İslâmiyyetin hudûdunu aşmamalıdır. Gaflet uykusu ne zemâna kadar sürecek, kulaklardan pamuk ne vakt atılacak? Ecel gelince...
  8. Adilbey

    31- Îmân, ibâdetler ve lüzûmlu nasîhatler 3.Cild 17.ci mektûb

    Ağız ile üç kerre söyleyince, temiz kalb de söylemeğe başlar. Günâh işlemekle kararmış olan kalbin söylemesi için, ağız ile çok söylemek lâzımdır. Nemâz kılmıyanın ve harâm lokma yiyenin kalbi simsiyâh olur. Böyle kalbler de söylemeğe başlaması için, ağız ile en az yetmiş kerre...
  9. Adilbey

    31- Îmân, ibâdetler ve lüzûmlu nasîhatler 3.Cild 17.ci mektûb

    Rükü’da, secdelerde, kavmede ve celsede tumânîneti [her uzvun hareketsiz durmasını] lâzım bilmelidir. Nemâzı vaktin evvelinde kılmalı, gevşeklik yapmamalıdır. Makbûl olan, sevilen kul, sâhibinin emrlerini, yalnız Onun emri olduğu için yapan kuldur. Emri yapmakda gecikmek, inâdcılık ve...
  10. Adilbey

    31- Îmân, ibâdetler ve lüzûmlu nasîhatler 3.Cild 17.ci mektûb

    Herkesden önce îmâna gelmiş, malını ve cânını din için fedâ etmişdir. Bu ni’met, bu ümmetde, ondan başkasına nasîb olmamışdır. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” vefâtına yakın, buyurdu ki: (Bana malını, cânını, Ebû Bekr kadar çok fedâ eden, başkası yokdur. Eğer, dost edinseydim...
  11. Adilbey

    31- Îmân, ibâdetler ve lüzûmlu nasîhatler 3.Cild 17.ci mektûb

    [Kâdî zâde Ahmed efendinin yazdığı (Âmentü şerhi) kitâbı, ikiyüzdokuzuncu sahîfede diyor ki, (Cehennemde bir yer vardır ki, Zemherîr derler. Ya’nî, soğuk Cehennemdir. Soğukluğu pek şiddetlidir. Bir ân dayanılmaz. Kâfirlere, bir soğuk, bir sıcak, sonra soğuk, sonra sıcak Cehenneme atılarak...
  12. Adilbey

    31- Îmân, ibâdetler ve lüzûmlu nasîhatler 3.Cild 17.ci mektûb

    Yimeleri, içmeleri yokdur. Evlenmezler. Erkek, dişi değildirler. Çocukları olmaz. Kitâbları ve sahîfeleri, onlar getirmişdir. Emîn oldukları için, getirdikleri de doğrudur. Müslimân olmak için, meleklere, böyle inanmak lâzımdır. Doğru yolda bulunan âlimlerin çoğuna göre, insanların yükseği...
  13. Adilbey

    31- Îmân, ibâdetler ve lüzûmlu nasîhatler 3.Cild 17.ci mektûb

    Dahâ çok vermesine, lüzûm yokdur. Lüzûmu kadar vermişdir. Buna inanmayan, kolay şeyleri anlayamıyan kimsedir. Kalbi hasta olduğundan, ahkâm-ı islâmiyyeye uymamağa behâne aramakdadır. [Allahü teâlâ, insanlara irâde denilen kuvveti vermeği ve insanların, istediklerini yapmakda...
  14. Adilbey

    31- Îmân, ibâdetler ve lüzûmlu nasîhatler 3.Cild 17.ci mektûb

    Çünki, islâmiyyet, Cennetde olanların hepsi görecekdir diyor. Bir kısmı görecek, bir kısmı görmiyecek demiyor. Bunlara, Mûsâ aleyhisselâmın Fir’avna verdiği cevâbı söyleriz ki, Tâhâ sûresi 51 ve 52. âyetlerinde meâlen buyuruyor ki: (Fir’avn dedi ki: Bizden evvel gelip geçenlerin hâlleri ne...
  15. Adilbey

    31- Îmân, ibâdetler ve lüzûmlu nasîhatler 3.Cild 17.ci mektûb

    Yetmişiki fırka, sıfatları yok bilmekle, Allahü teâlâyı kusûrdan koruyor, Onu kâmil bilmiş oluyoruz diyor. Akllarınca kusûru kemâl sanarak, Kur’ân-ı kerîmden ayrılıyorlar. Allahü teâlâ, onları doğru yola, Kur’ân-ı kerîme kavuşdursun! Allahü teâlânın, bunlardan başka sıfatları, yâ i’tibârî...
  16. Adilbey

    31- Îmân, ibâdetler ve lüzûmlu nasîhatler 3.Cild 17.ci mektûb

    Bunların işi, Allahü teâlânın irâdesine kalmış olup, isterse afv eder, isterse, günâhları kadar azâb ederek, sonra Cehennemden çıkarır. Cehennemde ebedî kalmak, islâm dîninin bildirdiği doğru i’tikâdı olmayanlar, ya’nî, Muhammed aleyhisselâmın bildirdiği islâm dîninden olan şeylere...
  17. Adilbey

    28- Tevbe, vera’ ve takvâ 2.Cild 66.cı mektûb

    Lokman hakîm Velî veyâ Peygamber idi “radıyallahü teâlâ anh”. Oğluna nasîhat ederek, (Oğlum, tevbeyi yarına bırakma! Çünki, ölüm ânsızın gelip yakalar) dedi. İmâm-ı Mücâhid buyuruyor ki, (Her sabâh ve akşam tevbe etmiyen kimse, kendine zulm eder). Abdüllah ibni Mubârek buyurdu ki, (Harâm...
  18. Adilbey

    28- Tevbe, vera’ ve takvâ 2.Cild 66.cı mektûb

    Peygamberlerin sonuncusu ve en yükseği olan Muhammed “aleyhi ve aleyhimüssalevât” buyuruyor ki, (Kalbimde [envâr-ı ilâhiyyenin gelmesine engel olan] perde hâsıl oluyor. Bunun için hergün, yetmiş kerre istigfâr ediyorum). Yapılan günâhda, kul hakkı bulunmayıp, zinâ yapmak, alkollü içki içmek...
  19. Adilbey

    26- Emr-i bil-ma’rûf, nehy-i anil-münker ve cihâd sevâbı çokdur 4.Cild 29.cu mektû

    Cevâb: Buradaki doğru yolu bulmak için, emr-i ma’rûf ve nehy-i münkeri de yapmak lâzımdır. Ya’nî âyet-i kerîmede meâlen; (Ey mü’min kullarım! Emr etdiğim işleri, ibâdetleri yapar ve emr-i ma’rûf ve nehy-i münker eder iseniz, başkalarının yoldan çıkması, size zarar vermez) buyurulmakdadır. Bu...
Üst Alt