229 — ŞEMSEDDÎN SÂMÎ: Şemseddîn Sâmî beğ, 1266 da Arnavutlukda tevellüd ve 1322 [m. 1904] de İstanbulda vefât etdi. Erenköy kabristânındadır “rahime-hullahü teâlâ”. Fransızcadan türkçeye lügat kitâbı çok fâidelidir. Bir târîh ve coğrafya lügatı olan (Kâmûs-ül-a’lâm) kitâbı altı cilddir. Her cildi sekiz yüz sahîfeden fazladır. Bunu yazmağa 1306 yılında başladı. 1316 da temâmladı. Çok kıymetli bir ansiklopedidir. Gelmiş olan her dinden, her milletden meşhûr insanları ve memleketleri, târîh olaylarını, doyurucu bilgi vererek anlatmakdadır. İslâmî kültürü de olsaydı te’assub ve siyâset ile yazılan kitâbları sezebilir, Kâmûsuna yanlış bilgi sokmazdı. Kıymeti dahâ çok olurdu. Zemânımızda çıkan târîh, coğrafya kitâbları, mecmû’aları, gazete yazıları, ansiklopediler hep bu Kâmûsdan fâidelenmekdedir. 32, 64, 319.
230 — ŞEYHZÂDE: Muhammed bin Muslihiddîn Mustafâ, müderris [profesör] idi. 951 [m. 1544] de vefât etdi “rahime-hullahü teâlâ”. Beydâvî tefsîrine yapdığı hâşiyesi, tefsîr kitâblarının en kıymetlilerindendir. (Şeyhzâde tefsîri) denilmekdedir. Dört büyük cilddir. Hepsi, Hakîkat Kitâbevi tarafından ofset yolu ile basdırılmışdır. (Vikâye şerhi) ve başka şerhleri de vardır. 86, 125, 130.
231 — ŞİHÂBÜDDÎN-İ SÜHREVERDÎ: Ömer bin Muhammed, şâfi’î fıkh âlimi ve Evliyânın büyüklerindendir. Onbeşinci dedesi, hazret-i Ebû Bekr-i Sıddîkdır. 539 da Sühreverde doğup, 632 [m. 1234] de Bağdâdda vefât etdi “rahime-hullahü teâlâ”. Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerinden feyz aldı. Çok hac yapdı. Kitâblarının en meşhûru (Avârifülme’ârif)dir. Bu kitâbını Mekke-i mükerremede yazdı. 32, 196, 211, 384.
232 — ŞİHRİSTÂNÎ: Muhammed bin Abdülkerîm 479 da, Horasandaki Şihristan kasabasında tevellüd, 548 [m. 1154] de Bağdâdda vefât etdi. Fıkh ve kelâm âlimi idi. Dersleri ve va’zları Bağdâdda meşhûr oldu. Eş’arî mezhebinde idi. Felsefe ve fizik bilgisi de çokdu. Müslimân, yehûdî ve hıristiyan dinlerini ve mezheblerini anlatan (Milel ve nihal) adındaki arabî kitâbı çok kıymetlidir. Lâtinceye, İngilizceye ve birçok Avrupa dillerine ve türkçeye terceme edilmişdir. Arabî şerhi, 1395 [m. 1975] de Beyrutda basdırılmışdır. Başka kitâbları da vardır. 88, 269, 326.
233 — ŞİRVÂNŞÂH: Şirvânda hükûmet süren Dirdendiyye oğullarının üçüncüsü idi. Halîl sultânın oğlu idi. Devleti kuran İbrâhîmin torunu idi. 893 de Haydarın hücûmunu püskürterek Haydarı katl etdi. Şâh İsmâ’îl, babasının intikamını almak için, 906 [m. 1500] da Şirvâna girdi. Şirvân şâhı, insanlığa sığmıyan bir işkence ile öldürdü. Ehl-i sünneti, çoluk çocuk demeyip kılınçdan geçirdi “rahime-hümullahü teâlâ”. 37.
230 — ŞEYHZÂDE: Muhammed bin Muslihiddîn Mustafâ, müderris [profesör] idi. 951 [m. 1544] de vefât etdi “rahime-hullahü teâlâ”. Beydâvî tefsîrine yapdığı hâşiyesi, tefsîr kitâblarının en kıymetlilerindendir. (Şeyhzâde tefsîri) denilmekdedir. Dört büyük cilddir. Hepsi, Hakîkat Kitâbevi tarafından ofset yolu ile basdırılmışdır. (Vikâye şerhi) ve başka şerhleri de vardır. 86, 125, 130.
231 — ŞİHÂBÜDDÎN-İ SÜHREVERDÎ: Ömer bin Muhammed, şâfi’î fıkh âlimi ve Evliyânın büyüklerindendir. Onbeşinci dedesi, hazret-i Ebû Bekr-i Sıddîkdır. 539 da Sühreverde doğup, 632 [m. 1234] de Bağdâdda vefât etdi “rahime-hullahü teâlâ”. Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerinden feyz aldı. Çok hac yapdı. Kitâblarının en meşhûru (Avârifülme’ârif)dir. Bu kitâbını Mekke-i mükerremede yazdı. 32, 196, 211, 384.
232 — ŞİHRİSTÂNÎ: Muhammed bin Abdülkerîm 479 da, Horasandaki Şihristan kasabasında tevellüd, 548 [m. 1154] de Bağdâdda vefât etdi. Fıkh ve kelâm âlimi idi. Dersleri ve va’zları Bağdâdda meşhûr oldu. Eş’arî mezhebinde idi. Felsefe ve fizik bilgisi de çokdu. Müslimân, yehûdî ve hıristiyan dinlerini ve mezheblerini anlatan (Milel ve nihal) adındaki arabî kitâbı çok kıymetlidir. Lâtinceye, İngilizceye ve birçok Avrupa dillerine ve türkçeye terceme edilmişdir. Arabî şerhi, 1395 [m. 1975] de Beyrutda basdırılmışdır. Başka kitâbları da vardır. 88, 269, 326.
233 — ŞİRVÂNŞÂH: Şirvânda hükûmet süren Dirdendiyye oğullarının üçüncüsü idi. Halîl sultânın oğlu idi. Devleti kuran İbrâhîmin torunu idi. 893 de Haydarın hücûmunu püskürterek Haydarı katl etdi. Şâh İsmâ’îl, babasının intikamını almak için, 906 [m. 1500] da Şirvâna girdi. Şirvân şâhı, insanlığa sığmıyan bir işkence ile öldürdü. Ehl-i sünneti, çoluk çocuk demeyip kılınçdan geçirdi “rahime-hümullahü teâlâ”. 37.