Hasret ruzgari
Aktif Üyemiz
Remzen onlar derler: "Ey kâinat, kardeşler! Ne güzeldir halimiz, şefkatle perverdeyiz, halimizden memnunuz." Sivri dimdikleriyle fezâya saçıyorlar birer âvâz-ı pürnaz.
Güyâ bütün kâinat ulvî bir mûsikîdir; İmân nuru işitir ezkâr ve tesbihleri. Zîrâ hikmet reddeder tesadüf vücudunu; nizam ise tard eder ittifak-ı evhamsâz.
Ey yoldaş! Şimdi şu âlem-i misâlîden çıkarız, hayalî vehimden ineriz, akıl meydanında dururuz, mîzana çekeriz, ederiz yolları berendâz.
Evvelki elîm yolumuz, mağdûb ve dâllîn yolu. O yol verir vicdâna, tâ en derin yerine, hem bir hiss-i elîmi, hem bir şedid elemi. Şuur onu gösterir; şuura zıd olmuşuz.
Hem kurtulmak için de muztar ve hem muhtacız. Ya o teskin edilsin, ya ihsâs da olmasın. Yoksa dayanamayız; feryâd ü fîzâr dinlenmez.
Hüdâ ise şifâdır; hevâ iptal-i histir. Bu da teselli ister, bu da tegafül ister, bu da meşgale ister, bu da eğlence ister. Hevesât-ı sihirbaz,
Tâ vicdânı aldatsın, ruhu tenvîm edilsin, tâ elem hissolmasın. Yoksa o elem-i elîm, vicdânı ihrak eder; fîzâra dayanılmaz, elem-i ye's çekilmez.
Demek sırat-ı müstakîmden ne kadar uzak düşse, o derece nisbeten şu hâlet tesir eder, vicdânı bağırttırır. Her lezzetin içinde elemi var birer iz.
Demek heves, hevâ, eğlence, sefâhetten memzûc olan şâşaa-i medenî, bu dalâletten gelen şu müthiş sıkıntıya bir yalancı merhem, uyutucu zehirbâz.
Ey azîz arkadaşım! İkinci yolumuzda, o nurânî tarîkte bir hâleti hissettik. O hâletle oluyor hayat mâden-i lezzet; âlâm olur lezâiz.
Onunla bunu bildik ki, mütefâvit derecede, kuvvet-i İmân nisbetinde ruha bir hâlet verir. Cesed ruhla mütelezzizdir, ruh vicdanla mütelezziz.
Bir saadet-i âcile, vicdanda mündericdir. Bir firdevs-i mânevî, kalbinde mündemicdir. Düşünmekse deşmektir, şuur ise şiâr-ı râz.
Şimdi ne kadar kalb ikaz edilirse, vicdan tahrik edilse, ruha ihsâs verilse, lezzet ziyâde olur. Hem de döner ateşi nur, şitâsı yaz.
Vicdanda firdevslerin kapıları açılır; dünya olur bir cennet. İçinde ruhlarımız, eder pervâz ü perdâz, olur Şehbâz ü Şehnâz, yelpez namaz ü niyaz.
Ey azîz yoldaşım! Şimdi Allahaısmarladık. Gel, beraber bir duâ ederiz, sonra da buluşmak üzere ayrılırız.
Allah'ım, 'Bizi doğru yola ilet.' (Fatiha suresi :6.) Amin.
Güyâ bütün kâinat ulvî bir mûsikîdir; İmân nuru işitir ezkâr ve tesbihleri. Zîrâ hikmet reddeder tesadüf vücudunu; nizam ise tard eder ittifak-ı evhamsâz.
Ey yoldaş! Şimdi şu âlem-i misâlîden çıkarız, hayalî vehimden ineriz, akıl meydanında dururuz, mîzana çekeriz, ederiz yolları berendâz.
Evvelki elîm yolumuz, mağdûb ve dâllîn yolu. O yol verir vicdâna, tâ en derin yerine, hem bir hiss-i elîmi, hem bir şedid elemi. Şuur onu gösterir; şuura zıd olmuşuz.
Hem kurtulmak için de muztar ve hem muhtacız. Ya o teskin edilsin, ya ihsâs da olmasın. Yoksa dayanamayız; feryâd ü fîzâr dinlenmez.
Hüdâ ise şifâdır; hevâ iptal-i histir. Bu da teselli ister, bu da tegafül ister, bu da meşgale ister, bu da eğlence ister. Hevesât-ı sihirbaz,
Tâ vicdânı aldatsın, ruhu tenvîm edilsin, tâ elem hissolmasın. Yoksa o elem-i elîm, vicdânı ihrak eder; fîzâra dayanılmaz, elem-i ye's çekilmez.
Demek sırat-ı müstakîmden ne kadar uzak düşse, o derece nisbeten şu hâlet tesir eder, vicdânı bağırttırır. Her lezzetin içinde elemi var birer iz.
Demek heves, hevâ, eğlence, sefâhetten memzûc olan şâşaa-i medenî, bu dalâletten gelen şu müthiş sıkıntıya bir yalancı merhem, uyutucu zehirbâz.
Ey azîz arkadaşım! İkinci yolumuzda, o nurânî tarîkte bir hâleti hissettik. O hâletle oluyor hayat mâden-i lezzet; âlâm olur lezâiz.
Onunla bunu bildik ki, mütefâvit derecede, kuvvet-i İmân nisbetinde ruha bir hâlet verir. Cesed ruhla mütelezzizdir, ruh vicdanla mütelezziz.
Bir saadet-i âcile, vicdanda mündericdir. Bir firdevs-i mânevî, kalbinde mündemicdir. Düşünmekse deşmektir, şuur ise şiâr-ı râz.
Şimdi ne kadar kalb ikaz edilirse, vicdan tahrik edilse, ruha ihsâs verilse, lezzet ziyâde olur. Hem de döner ateşi nur, şitâsı yaz.
Vicdanda firdevslerin kapıları açılır; dünya olur bir cennet. İçinde ruhlarımız, eder pervâz ü perdâz, olur Şehbâz ü Şehnâz, yelpez namaz ü niyaz.
Ey azîz yoldaşım! Şimdi Allahaısmarladık. Gel, beraber bir duâ ederiz, sonra da buluşmak üzere ayrılırız.
Allah'ım, 'Bizi doğru yola ilet.' (Fatiha suresi :6.) Amin.