Hasret ruzgari
Aktif Üyemiz
Kur'ân-ı Mu'cizü'l-Beyân diyor: "Ey ins ve cin! Eğer Kur'ân, kelâm-ı İlâhî olduğunda şüpheniz varsa, bir beşer kelâmı olduğunu tevehhüm ediyorsanız, haydi işte meydan, geliniz! Siz dahi ona Muhammedü'l-Emîn dediğiniz zât gibi, okumak yazmak bilmez, kıraat ve kitâbet görmemiş bir ümmîden bu Kur'ân gibi bir kitap getiriniz, yaptırınız. "Bunu yapamazsanız, haydi, ümmî olmasın, en meşhur bir edib, bir âlim olsun. "Bunu da yapamazsanız, haydi, birtek olmasın, bütün büleğânız, hutebânız, belki bütün geçmiş beliğlerin güzel eserlerini ve bütün gelecek ediblerin yardımlarını ve ilâhlarınızın himmetlerini beraber alınız, bütün kuvvetinizle çalışınız, şu Kur'ân'a bir nazîre yapınız. "Bunu da yapamazsanız, haydi, kâbil-i taklid olmayan hakâik-ı Kur'âniyeden ve mânevî çok mu'cizâtından kat-ı nazar, yalnız nazmındaki belâgatına nazîre olarak bir eser yapınız."
-1- ilzâmıyla der: "Haydi, sizden mânânın doğruluğunu istemiyorum. Müftereyât ve yalanlar ve bâtıl hikâyeler olsun.
"Bunu da yapamıyorsunuz; haydi, bütün Kur'ân kadar olmasın, yalnız
, on sûresine nazîre getiriniz. "Bunu da yapamıyorsunuz; haydi, birtek sûresine nazîre getiriniz.
"Bu da çoktur; haydi, kısa bir sûresine bir nazîre ibraz ediniz. "Hattâ, mâdem bunu da yapmazsanız ve yapamazsınız. Hem bu kadar muhtaç olduğunuz halde-çünkü, haysiyet ve nâmusunuz, izzet ve dininiz, asabiyet ve şerefiniz, can ve malınız, dünya ve âhiretiniz, buna nazîre getirmekle kurtulabilir. yoksa dünyada haysiyetsiz, nâmussuz, dinsiz, şerefsiz, zillet içinde, can ve malınız helâkette mahvolup ve âhirette
-2-
işaretiyle, Cehennemde haps-i ebedî ile mahkûm ve sanemlerinizle beraber ateşe odunluk edeceksiniz.
"Hem mâdem sekiz mertebe aczinizi anladınız; elbette sekiz defa, Kur'ân dahi mu'cize olduğunu bilmekliğiniz gerektir. Ya imâna geliniz veyahut susunuz, Cehenneme gidiniz!"
İşte, Kur'ânı Mu'cizü'l-Beyânın makam-ı ifhâmdaki ilzamına bak ve de:
-3- Evet, beyân-ı Kur'ân'dan sonra beyân olamaz ve hâcet kalmaz.
1- Ve düzme ve uydurma da olsa onun gibi on tane sûre getirin. (Hûd Sûresi: 13.)
2- Yakıtı insanlar ve taşlar olan, kâfirler için hazırlanmış Cehennem ateşinden sakının. (Bakara Sûresi: 24.)
3- Kur'ân'ın beyân ve ifadesinden sonra beyân ve açıklama yoktur
"Bunu da yapamıyorsunuz; haydi, bütün Kur'ân kadar olmasın, yalnız
"Bu da çoktur; haydi, kısa bir sûresine bir nazîre ibraz ediniz. "Hattâ, mâdem bunu da yapmazsanız ve yapamazsınız. Hem bu kadar muhtaç olduğunuz halde-çünkü, haysiyet ve nâmusunuz, izzet ve dininiz, asabiyet ve şerefiniz, can ve malınız, dünya ve âhiretiniz, buna nazîre getirmekle kurtulabilir. yoksa dünyada haysiyetsiz, nâmussuz, dinsiz, şerefsiz, zillet içinde, can ve malınız helâkette mahvolup ve âhirette
işaretiyle, Cehennemde haps-i ebedî ile mahkûm ve sanemlerinizle beraber ateşe odunluk edeceksiniz.
"Hem mâdem sekiz mertebe aczinizi anladınız; elbette sekiz defa, Kur'ân dahi mu'cize olduğunu bilmekliğiniz gerektir. Ya imâna geliniz veyahut susunuz, Cehenneme gidiniz!"
İşte, Kur'ânı Mu'cizü'l-Beyânın makam-ı ifhâmdaki ilzamına bak ve de:
1- Ve düzme ve uydurma da olsa onun gibi on tane sûre getirin. (Hûd Sûresi: 13.)
2- Yakıtı insanlar ve taşlar olan, kâfirler için hazırlanmış Cehennem ateşinden sakının. (Bakara Sûresi: 24.)
3- Kur'ân'ın beyân ve ifadesinden sonra beyân ve açıklama yoktur