MURATS44
Özel Üye
Evvelâ poligami (Birkaç kadınla evlenme) bahsini buldum. İşte mühim bir kusûru yakalamışdım. Nasıl olur da, bir erkek dört kadın ile evlenebilirdi? Yukarıda kendisinden bahs etdiğim müslimân arkadaşım, bunu kendisine sorunca, bana îzâh etdi ki, islâmiyyet ilk intişâr etdiği zemân, Arabistânda her erkek istediği kadar kadınla birlikde yaşıyor ve onlara karşı hiç bir mes’ûliyeti bulunmuyordu. İslâm dîni, kadının ictimâ’î mevkı’ini islâh etmek için, bir erkeğin alabileceği kadın mikdârını çok azaltmış ve ona bu kadınlara bakmağı, aralarında adâleti temîn etmeği, onlardan ayrılırsa, kendilerine tazmînat vermeği emr etmişdi. Sonra, kimsesiz kalan kadınlar, bu sâyede bir âileye, o âilenin bir ferdi gibi katılabiliyor, bir esîr mu’âmelesi görmüyorlardı. Ayrıca, bir erkek için dört kadın almak bir emr değildi. Şartlarını yerine getirebilecekler için bir izndi. Bu şartları yapamıyacaklar için, birden fazla evlenmek harâmdı. Bunun içindir ki, birçok erkeğin ancak bir zevcesi vardı. Dörde kadar kadın almağa ancak müsâmaha ediliyor, ya’nî izn veriliyordu. Hâlbuki, Amerikadaki Mormonlar, her erkeği birkaç kadın almak için zorluyorlardı. Müslimân arkadaşım, (Acabâ İngilterede İngiliz erkekleri tek kadınla mı yaşar?) diye sordu. Yüzüm kızararak i’tirâf etdim ki, bugün garblı erkekler, evlenmeden evvel, hattâ evlendikden sonra, birçok kadınlarla düşüp kalkmakdadırlar. Sonra, müslimân arkadaşımın söylediği sözler, kocasını iş kazâlarında, harbde gayb etmiş ve kimsesiz kalmış zevallı bir genç kadının bir erkeğin himâyesine girme ihtiyâcını hâtırlatdı. İkinci Cihân Harbi bitdiği zemân, İngiliz radyosunda (Dear Sir) adlı programda, bir zevallı İngiliz kadının şöyle feryâd etdiği aklıma geldi. Bu zevallı genç kadın şöyle yalvarıyordu: (Genç bir kadınım. Kocamı harbde gayb etdim. Şimdi kimsesiz kaldım. Korunmağa ihtiyâcım var. İyi huylu bir adamın ikinci karısı olmağa ve birinci karısını başımda taşımağa râzıyım. Yeter ki, bu yalnızlıkdan kurtulayım).
Bu da gösteriyor ki, İslâmda teaddüd-i zevcât [poligami] bir ihtiyâcı karşılamak içindir. Bu bir emr değil, ancak bir izndir. Bu gün, esâsen işsizlikden, fakîrlikden, çok yerde kalmamış gibidir. O hâlde, bunu islâmın bir kusûru olarak kabûl etmeme imkân kalmamışdı.
Hıristiyan olan, ya’nî İslâm dînine düşman olan ingiliz kızı diyor ki: Sonra başka bir kusûr dahâ bulduğumu zan etdim.
Bu da gösteriyor ki, İslâmda teaddüd-i zevcât [poligami] bir ihtiyâcı karşılamak içindir. Bu bir emr değil, ancak bir izndir. Bu gün, esâsen işsizlikden, fakîrlikden, çok yerde kalmamış gibidir. O hâlde, bunu islâmın bir kusûru olarak kabûl etmeme imkân kalmamışdı.
Hıristiyan olan, ya’nî İslâm dînine düşman olan ingiliz kızı diyor ki: Sonra başka bir kusûr dahâ bulduğumu zan etdim.