9- Münafıklar Bahsi

MURATS44

Özel Üye
Münafıkların azaplarının, mezkur cinayetleri arasında yalnız kizb ile vasıflandırılması, kizbin şiddet-i kubh ve çirkinliğine işarettir. Bu işaret dahi, kizbin ne kadar tesirli bir zehir olduğuna bir şahid-i sadıktır. Zira kizb, küfrün esasıdır. Kizb, nifakın birinci alametidir. Kizb, kudret-i İlahiyeye bir iftiradır. Kizb, hikmet-i Rabbaniyeye zıttır. Ahlak-ı aliyeyi tahrip eden, kizbdir. alem-i İslamı zehirlendiren, ancak kizbdir. alem-i beşerin ahvalini fesada veren, kizbdir. Nev-i beşeri kemalattan geri bırakan, kizbdir. Müseylime-i Kezzab ile emsalini alemde rezil ve rüsvay eden, kizbdir. İşte bu sebeplerden dolayıdır ki, bütün cinayetler içinde tel'ine, tehdide tahsis edilen, kizbdir. Bu ayet, insanları, bilhassa Müslümanları dikkate davet eder.
Sual: Bir maslahata binaen kizbin caiz olduğu söylenilmektedir. Öyle midir?
Cevap: Evet, kat'i ve zaruri bir maslahat için mesağ-ı şer'i vardır. Fakat hakikate bakılırsa, maslahat dedikleri şey batıl bir özürdür. Zira usul-i şeriatta takarrur ettiği veçhile, mazbut ve miktarı muayyen olmayan birşey, hükümlere illet ve medar olamaz; çünkü, miktarı bir had altına alınmadığından suistimale uğrar. Maahaza, birşeyin zararı menfaatine galebe ederse, o şey mensuh ve gayr-ı muteber olur. Maslahat, o şeyi terk etmekte olur. Evet, alemde görünen bu kadar inkılaplar ve karışıklıklar, zararın, özür telakki edilen maslahata galebe etmesine bir şahittir. Fakat kinaye veya tariz suretiyle, yani gayr-ı sarih bir kelimeyle söylenilen yalan, kizbden sayılmaz.
Hülasa, yol ikidir: Ya sükut etmektir; çünkü söylenilen her sözün doğru olması lazımdır. Veya sıdktır; çünkü İslamiyetin esası, sıdktır. İmanın hassası, sıdktır. Bütün kemalata isal edici, sıdktır. Ahlak-ı aliyenin hayatı, sıdktır. Terakkiyatın mihveri sıdktır. alem-i İslamın nizamı, sıdktır. Nev-i beşeri kabe-i kemalata isal eden sıdktır. Ashab-ı Kiramı bütün insanlara tefevvuk ettiren, sıdktır. Muhammed-i Haşimi Aleyhissalatü Vesselamı meratib-i beşeriyenin en yükseğine çıkaran, sıdktır.


• • •
 

MURATS44

Özel Üye
b503.gif

-1-

Bu ayetin evvelki ayetle veçh-i irtibatı:
Vakta ki, münafıkların nifakından neş'et eden cinayetlerinin birincisini teşkil eden, nefislerine zulmetmekle hukukullaha tecavüzleri olan cinayet zikredildikten sonra mezkur cinayetlerinin ikincisini teşkil eden hukuk-u ibada tecavüz etmekle aralarına fesat ilka etmek cinayetleri dahi mevki-i münasipte zikredilmiştir.
Sonra
b504.gif
-2- cümlesi münafıkların kıssasına ve hikayesine dahil olduğu cihetle
b505.gif
-3- 'deki
b452.gif
-4- 'ye bağlıdır, mana ve mealce
b507.gif
-5- 'ye nazırdır. Haddizatında dahi
b508.gif
-6- 'ye merbuttur. Üslubun tağyiri ise, yani kaziye-i hamliye yerine kaziye-i şartiyenin iradı,
b508.gif
ile
b509.gif
arasında birkaç cümlenin mukadder olduğuna bir emaredir. Takdir-i kelam şöyle olsa gerektir: "Yalan söyledikleri zaman fitneyi ika ediyorlar. Fitneyi ika ettikleri zaman ifsat ediyorlar. Nasihat edildikleri vakit kabul etmiyorlar. Fesat yapmayın denildiği zaman, 'Biz ancak ıslaha çalışıyoruz' diyorlar."
Bu ayetin ihtiva ettiği mezkur ve gayr-ı mezkur cümleler arasındaki veçh-i irtibat bir misalle izah edilecektir. Şöyle ki:
Bir insan tehlikeli bir yola süluk ettiği zaman, en evvel "Senin bu yolun seni felakete götürüyor, bu yoldan vazgeç" diye nasihat edilir. O insan vazgeçmediği takdirde şiddetle zecir ve nehyedilir ve aynı zamanda "Umum halkın nefret ve kahrına uğrarsın" diye tehdit edildiği gibi, "Ebna-yı cinsine zulmetmiş olursun" diye şefkat-i cinsiyeye de davet edilir.


_______________________________________


1- "Onlara 'Yeryüzünde fesat çıkarmayın' dendiği zaman, 'Biz ancak ıslah ediciyiz' derler.
2- Denildiği zaman.
3- İnsanlardan şöyle diyenler vardır.
4- Derler.
5- Aldatmaya çalışırlar.
6- Yalan söylarlar
 

MURATS44

Özel Üye
Eğer o insan, sarhoşlar gibi inatçı ve kafasız ise, kendisine yapılan nasihat ve zecir ve nehiyleri müdafaa etmekle mukabele eder ve "Benim mesleğim haktır; ne senin hakk-ı itirazın var ve ne de benim senin nasihatlerine ihtiyacım var" diye serkeşliğe başlar. Eğer o insan iki yüzlü ise, bir cihetten nasihat edenleri kandırır ve ilzama çalışır. Diğer cihetten de "Ben ıslah edici bir insanım" diye mesleğini hak göstermeye devam eder. Ve aynı zamanda "Islah benim hakiki bir sıfatım olup, bilahare hasıl olmuş bir sıfat değildir" diye davasını tekit ve te'yid eder. Bundan sonra eğer o insan mesleğinde ısrarla nasihatları kabul etmezse anlaşılır ki, onun ıslahına hiçbir çare ve hiçbir deva yoktur. Yalnız onun fesadı halka sirayet etmemek için, mesleğinin muzır ve fena olduğunu ilan etmek lazımdır ki, herkes ondan tahaffuz etsin. Zira o insan aklını çalıştırmıyor, şuurunu istihdam etmiyor ki, böyle zahir olan birşeyi hissedebilsin.
İşte bu misaldeki cümlelerin arasındaki münasebetlere dikkat edilirse, mezkur ayetin cümleleri arasında bulunan münasebet halkaları güzelce görünecektir. Evet, aralarında öyle fıtri bir nizam vardır ki, icaz ve ihtirasından, i'cazın yüksek sesleri işitilir.
Mezkur ayetin herbir cümlesinin heyetindeki veçh-i intizam:
Evet, kat'iyeti ifade eden
b510.gif
-1- 'deki
b457.gif
-2- kötü ve fena şeyleri men ve nehyetmek lazım ve vacip olduğuna işarettir. Failin terkiyle, siga-yı meçhul ile zikredilen
b512.gif
-3- kötü birşeyi nehyetmek farz-ı kifaye olduğuna işarettir. Menfaat ve lutfu ifade eden
b513.gif
-4- 'deki
b1069.gif
yapılacak nehiylerin, tahkir ve tahakküm suretiyle değil, ancak nasihat tarzıyla lazım olduğuna işarettir.
b515.gif

-5- şöyle bir kıyas-ı istisnaiye işarettir ki: "Böyle yapmayın, aksi takdirde karışıklıklar meydana gelir. İnsanlar arasında itaat rabıtası kesilir. Adalet, ihtilale inkılap eder. İttifak ve ittihadın ipleri kopar. Fesat doğmaya başlar. Öyleyse, böyle yapmayın ki fesat olmasın."
b516.gif
-6- nehyi tekit, zecri idame ettiriyor. Çünkü nasihat muvakkat olduğu için inzicarın devamı lazımdır. Bu da vicdanın heyecana getirilmesiyle olur. Bu dahi ya şefkat-i cinsiyenin uyandırılmasıyla veya nefret-i umumiyeye maruz kalmak korkusuyla olur.


_______________________________________



1- Onlara dendiği zaman.
2- Zaman
3- Denildi.
4- Onlara.
5- Fesad çıkarmayın.
6- Yerde.
 

MURATS44

Özel Üye
Evet
b517.gif
kelimesi her iki ciheti de temin eder. Zira
b518.gif
kelimesi, lisan-ı haliyle, "Sizin bu fesadınız nev-i beşere sirayet eder. Nev-i beşerin, bilhassa fakirlerin ve masumların sizlere kötülüğü nedir ki, onlara karşı böyle fenalıkta bulunuyorsunuz? Pefkat-i cinsiyeniz yok mudur? Niçin merhamet etmiyorsunuz? Evet, teslim ettik ki, sizin şefkat-i cinsiyeniz yoktur. Hiç olmazsa nefret-i umumiyeden korkunuz" diye onları ikaz ediyor.
Sual: Onların maksatları umum insanlar değildir. Niçin onların fesadı bütün insanlara sirayet etsin?
Cevap: Evet, siyah bir gözlüğü takan adam herşeyi siyah ve çirkin görür. Kezalik, basiret gözü de nifakla perdelenirse ve kalb küfürle peçelenirse, bütün eşya çirkin ve kötü görünür. Ve bütün insanlara, belki kainata karşı bir buğz ve bir adavete sebep olur. Hem de küçük bir dişlinin kırılmasıyla büyük bir makine müteessir olduğu gibi, bir şahsın nifakıyla heyet-i beşeriyenin intizamı müteessir olur. Zira adalet, intizam, İslamiyet ve itaatle olur. Maalesef onların serptikleri zehirler tabakadan tabakaya intikal ede ede bu zillet ve sefaleti ismar etmiştir.
b519.gif
Yani, "Halkı ifsat etmeyin denildiği zaman 'Bizler ancak ıslah edici insanlarız' iddiasında bulundular."
b520.gif
-1- 'da iki hasiyet var.
Birincisi: Dahil olduğu hükmün hakikaten veya iddiaen malum olması lazımdır. Bu hasiyetten, nasihat edenleri tezyif etmeye ve cehaletlerine olan sebatlarını izhar etmeye bir remiz vardır. Yani, "Bizim ıslah edici olduğumuz malumdur; binaenaleyh mesleğimizde sebat ederiz, nasihatlere kulak vermeyiz."
İkinci hasiyet, hasırdır. Bu hasırdan dahi, onların salahlarına hiçbir fesadın karışmamış olduğuna bir remiz vardır ki, bu remizden onların salahlarına fesat karışıyor diye mü'minlere bir tariz vardır.
Sebat ve devamı ifade eden ism-i fail sigasıyla
b521.gif
-2- 'nin
b522.gif
-3- 'ye tercihen zikredilmesi, salahlarının sabit ve daimi bir sıfat olduğundan şimdiki halleri de ayn-ı salah olduğuna işarettir. Sonra onlar, bu kelamlarında da münafıklık ediyorlar. Zira, batınen fesatlarını salah addettikleri gibi, zahiren "Bu amelimiz mü'minlerin salah ve menfaatleri içindir" diye mürailik yapıyorlar.


_______________________________________


1- Ancak.
2- Islah ediciler.
3- Islah ediyoruz.
 

MURATS44

Özel Üye
b523.gif
-1-
Bu ayetin makabliyle vech-i irtibatı:
Evvelki ayette münafıklardan hikaye edilen bazı manalar ve iddialar vardır. Mesela münafıklar mesleklerini terviç ve teşvik etmişlerdir. Salahı kendilerine ispat ve salahın daimi bir sıfatları olduğunu iddia etmişlerdir. Ve amellerinin salaha münhasır olduğu ve salahlarına hiçbir fesadın karışmamış olduğu ve bu hükmün malum hükümlerden bulunduğu iddiasında bulunmuşlardır. Ve mü'minlere tarizde bulunarak mü'minlerden kendilerine nasihat edenleri teçhil etmişlerdir. Kur'an-ı Kerim dahi münafıkların şu mezkur iddialarını cerh ve akslerini ispat etmek üzere şu cümlede bazı hükümler serdetmiştir. Ezcümle, fesat, münafıklara isnat ve ispat edilmiştir. Ve onların, müfsitlerin hakikatiyle ittihat ettiklerine işaret edilmiştir. Ve fesadın münafıklara münhasır olduğuna ve bu hükmün sabit bir hakikat bulunduğuna işaretler yapılmıştır. Ve onların muzır olmalarıyla halk ikaz edilmiştir. Ve onların hisleri nefyedilmekle teçhil edilmişlerdir.
Evet, fena birşeye düşmemek için kullanılmakta olan ikaz aleti denilen
b524.gif
-2- 'ile onların davaları halkın nazarında tezyif ve iptal edilmiştir. Tahkiki ifade eden
b381.gif
-3- ile, davalarında iddia ettikleri hakkaniyet ve malumiyet reddedilmiştir. Hasrı ifade eden
b526.gif
-4- onların
b527.gif
-5- ve
b528.gif
-6- ile mü'minlere karşı yaptıkları tarizi cerh edici bir mukabeledir. Cins ve hakikati ifade eden
b529.gif
-7- deki harf-i tariften anlaşılır ki, onlar müfsitlerin hakikatıyla ittihat etmişlerdir. Şuurdan mahrum olduklarını ifade eden
b530.gif
-8- cümlesi, onların zu'umlarınca davalarının malumiyeti dolayısıyla nasihate ihtiyaçları olmadığına ve nasihat edenleri tezyif ettiklerine karşı bir müdafaadır.


• • •


_______________________________________


1- Dikkat edin, asıl bozguncular onlardır; fakat farkında değildirler.(Bakara Sûresi: 2:11-12.)
2- Dikkat edin.
3- Muhakkak
4- Onlar.
5- Ancak.
6- Biz.
7- İfsad ediciler.
8- Fakat farkında değiller.
 

MURATS44

Özel Üye
b531.gif

-1-

Yani, "Halkın imana geldikleri gibi siz de imana geliniz, diye imana davet edildikleri zaman, 'Süfeha takımının imana geldiği gibi biz de mi imana geleceğiz?' diye cevapta bulunurlar. Fakat süfeha takımı ancak ve ancak onlardır; lakin bilmiyorlar."
Bu ayeti makabliyle rapt ve nazm eden cihetlere gelince: Bu iki ayet münafıkların cinayetlerini hikaye ettiği gibi, onlara hem nasihat, hem irşad vazifesini de görüyor. Binaenaleyh, bu iki ayetin arasındaki atıf, ya onların mü'minlere isnat ettikleri sefahet cinayetini kendilerinin arzda yaptıkları ifsat cinayetine atıftır, veyahut emr-i bilmarufu tazammun eden ikinci ayet, nehy-i anilmünkeri ifade eden birinci ayete atıftır. Demek bu iki ayet arasındaki cihetü'l-vahdet, ya cinayettir veyahut irşaddır.
Bu ayetteki cümlelerin arasındaki cihet-i irtibat ise; vaktaki
b532.gif
-2- cümlesiyle farz-ı kifaye olan nasihat vazifesi ifa edilmek üzere kamil insanlardan ibaret olan cumhur-u nasa ittibaen, halis bir imana davet edildikleri zaman, onların enaniyet-i cahiliyeleri heyecana gelerek
b533.gif
-3- deyip gurur ve inatlarında ısrar ettiler ve "Davamız haktır ve bizler hak üzereyiz" diye batıl ve inatçıların adeti gibi batıl davalarını hak ve cehaletlerini ilim iddia ettiler. Çünkü onların nifakla kalpleri fesada uğramıştır. Püphesiz fasit olan bir kalb, gururlu olur ve ifsadata meyleder. Binaenaleyh, onlar kalblerinin fasid olmasından temerrüt ve inat ediyorlar. Ve hedef ittihaz ettikleri ifsat iktizasıyla yekdiğerlerine halkı idlal etmeyi tavsiye ediyorlar. Ve gururlarının hükmüyle, diyanet ve imanı sefahet ve sefalet telakki ediyorlar. Ve nifaklarının icabıyla, bu sözlerinde de münafıklık yapıyorlar. Zira bu sözlerinin zahirinden "Biz divaneler değiliz, nasıl sefihler gibi olacağız?" diye bir mana çıkar. Batınından ise "Nasıl ekserisi fukara ve nazarımızda sefih olan mü'minler gibi olacağız?" diye diğer bir mana çıkıyor.


_______________________________________

1- (Bakara Sûresi: 13.)
2- "Halkın imana geldikleri gibi siz de imana gelin" denildiği zaman.
3- "Süfeha takımının imana geldiği gibi biz de mi imana geleceğiz?" diye cevapta bulunurlar.
 

MURATS44

Özel Üye
Sonra, Kur'an-ı Kerim, onların mü'minlere attıkları sefahet taşını
b534.gif
-1- cümlesiyle onlara iade etmekle kendilerine yutturmuştur. Çünkü inat ve cehaletleri bu dereceye vasıl olanın hak ve müstehakı, beynennas teşhir edilmekle sefahetin kendisine münhasır olduğunu ilan etmektir. Sonra
b535.gif
-2- cümlesiyle onların cehl-i mürekkeple cahil olduklarına işaret etmiştir ki, bu gibi cahillere nasihat tesir etmediğinden, onlardan tamamıyla iraz etmek lazımdır. Çünkü, nasihati dinleyen ancak cehlini bilenlerdir. Bunlar cehillerini de bilmezler.
Bu ayetin ihtiva ettiği cümlelerin eczası arasında bulunan irtibata gelelim:
b536.gif
-3- cümlesindeki
b457.gif
-4- kat'iyeti ifade ettiğinden emr-i maruf ile halkı irşad etmek lüzumuna işarettir. Siga-yı meçhul ile zikredilen
b538.gif
-5- nasihatın, ala sebili'l-kifaye vacip olduğuna işarettir. Ve
b539.gif
-6- gibi, ihlas lafzını ihtiva eden bir cümleye bedel
b540.gif
-7- lafzının zikredilmesi, ihlası olmayan imanın, imandan addedilmemesine işarettir. Ve
b541.gif
-8- lafzıyla güzel bir misal, bir nümune, bir örnek gösterilmiştir ki, onlara ittiba ederek ihlaslı bir imana gelsinler.
b542.gif
-9- lafzında iki nükte vardır ve o iki nükte, vicdanları emr-i marufa icbar eden amillerdendir.
Birincisi:
b542.gif
ünvanı, herkesi cumhur-u nasa tabi olmaya davet eder. Çünkü cumhura muhalefet öyle bir hatadır ki, o hatayı irtikap etmek, kalbin, vicdanın şanından değildir.


_______________________________________


1- Dikkat edin, gerçek sefihler, ancak onlardır.
2- Lakin bilmiyorlar.
3- Kendilerine "Halkın imana geldiği gibi siz de imana gelin" denildiği zaman.
4- Zaman.
5- Denildi.
6- İmanınzda samimi olun.
7- İman edin.
8- İnsanların İmân ettiği gibi.
9- İnsanlar.
 

MURATS44

Özel Üye
İkincisi:
b544.gif
tabirinden anlaşılıyor ki, imanı olmayanın nastan addedilmemesi lazımdır. Ancak
b542.gif
tabiri mü'minlere mahsustur. Bu da, ya imanın hasiyetiyle insaniyetin hakikati mü'minlere mahsustur; veya imansız olanlar, insaniyetin mertebesinden sukut etmişlerdir.
b546.gif
Yani, "Bizler nasihatleri kabul etmiyoruz. Pu miskinlerin cemaatine nasıl gireceğiz? Bizim gibi ashab-ı cah ve mertebe, onlara kıyas edilemez."
b547.gif
-1- nefislerini tezkiye, mesleklerini terviç, nasihatten istiğna, mağrurane dava şeklinde müdafaa etmelerine işarettir. İnkari bir istifhamı ifade eden
b548.gif
-2- kelimesi, onların cehalette gösterdikleri temerrüt ve inada işarettir. Sanki onlar istifham ile nasihat edene soruyorlar ki: "Mesleğimizi terk etmemize senin vicdanın razı olup insafın kabul eder mi?"
Sual: Onlar o sözlerinde kimleri muhatap etmişlerdir?
Cevap: Evvela nefislerine, saniyen ebna-yı cinslerine, salisen nasihat edenlere tevcih-i hitap etmişlerdir. Evet, birisine nasihat yapan adam evvela nefsine müracaat eder, sonra arkadaşlarıyla konuşur. Sonra nasihat ettiğine döner, yaptığı müracaatların neticesini ona söyler. Buna binaen, vakta ki münafıklar imana davet edildiler; onlar fesada uğramış kalblerine, tefessüh etmiş vicdanlarına müracaatta bulundular. İnkar cevabını aldıkları için, kalblerindeki şeyi dışarıya verdiler. Sonra ifsat arkadaşlarına müracaat ettiler. Yine inkar cevabını alarak, gizli gizli konuşmalara başladılar. Sonra, itizar şeklinde nasihat edene dönerek şöyle bir safsatada bulunurlar: "Yahu, aramızda çok fark vardır. Biz onlara kıyas edilemeyiz. Çünkü biz zenginiz, onlar fakirdirler. Onlar mecburiyet saikasıyla imana gelmişlerdir. Onların diyaneti ıztıraridir. Biz ise ashab-ı izzet ve servet insanlarız." Hülasa, onlar gururlarının hükmüyle mürşidi insafa davet ettiler. Hud'a ve hilelerle ikiyüzlü bir konuşmada bulundular. Şöyle ki: "Ey mürşid! Bizleri süfeha zannetme. Bizler süfeha gibi olamayız. Ancak halis mü'minlerin yaptıkları gibi yapıyoruz" diye mürşidi kandırmak istediler. Halbuki, kalblerinde, "Bu fakir ve kıymetten sukut eden mü'minler gibi değiliz" gibi başka bir manayı izhar etmişlerdir.
Hülasa
b549.gif
lafzında onların fesadlarına, ifsadlarına, gururlarına ve nifaklarına gizli birer remiz vardır.


_______________________________________


1- Dediler.
2- İman mı ederiz?
 

MURATS44

Özel Üye
b550.gif
Yani, "Kamil zannettiğiniz mü'minler, nazarımızda zelil ve fakir bir cemaattır. Onların herbirisi bir kavmin sefihidirler." O kamil mü'minlerin tecviz ettiği kıyasta birkaç işaret vardır:
Birincisi: Mecmaü'l-mesakin, melceü'l-fukara, hakkı himaye, hakikatı muhafaza, gururu men, tekebbürü def eden, yegane İslamiyettir. Evet, kemal ve şerefin mikyası İslamiyettir.
İkincisi: Nifakı intaç eden, garaz, gurur, tekebbürdür.
Üçüncüsü: İslamiyet, ehl-i dünya ve ashab-ı meratip ellerinde tahakküm ve tagallübe vesile olamaz. Ancak sair dinlerin hilafına olarak, ehl-i fakr ve hacet elinde ihkak-ı hak için kırılmaz elmas bir kılıçtır. Bu hakikate tarih güzel bir şahittir.


b551.gif
-1-

Bilinmesi lazımdır ki, Kur'an-ı Kerimin, nifakın aleyhine kesretle yaptığı şiddetli tehditler ve takbihlerin sebebi, ancak ve ancak alem-i İslamın nifak şubelerinden gördüğü darbelerdir.
b552.gif
-2- , ikaz aleti olup, sefahetlerini teşhir ve efkar-ı ammeyi sefahetlerine istişhad etmek için zikredilmiştir. Hakikati göstermek için bir ayna ve hakikate delalet için bir delil vazifesini gören
b381.gif
-3- lisan-ı haliyle, "Hakikate bakınız, onların zahiri safsatalarının aslı yoktur, aldanmayınız" diyor. Hasrı ifade eden
b554.gif
-4- kelimesi, nefislerine iddia ettikleri tezkiyeyi red ve mü'minlere isnat ettikleri sefaheti def eder. Yani, bir lezzet-i faniye için ahiretini terk eden sefihtir. Baki bir mülkü hevesat-ı faniyesinin terkiyle satın alan sefih değildir.
b555.gif
'deki elif ve lam (
b247.gif
), hükmün malumiyetine ve kemaline işarettir. Yani, onların sefaheti malumdur. Ve sefahetin son sistemi onlardadır.
b557.gif
-5- cümlesinde üç işaret vardır:


_______________________________________


1- Dikkat edin, gerçek befihler, ancak onlardır.
2- Dikkat edin.
3- Muhakkak.
4- Onlar.
5- Lakin bilmezler.
 

MURATS44

Özel Üye
Birincisi: Hakkı batıldan, İmân mesleğini nifak mesleğinden temyiz etmek, ancak ilim ve nazar ile olur. Fakat yaptıkları fitne ve fesatları zahir olduğu için, edna bir şuuru olan farkında olur. Buna binaen, Kur'an-ı Kerim birinci ayeti
b558.gif
-1- ile zeyillendirmiştir.
İkincisi:
b559.gif
-2- gibi, ayetlerin sonunda zikredilen
b560.gif
-3- gibi cümlelerle, İslamiyetin akıl, hikmet ve mantık üzerine müesses olduğuna işaret etmiştir ki, İslamiyeti herbir akl-ı selimin kabul etmesi, İslamiyetin şanındandır.
Üçüncüsü: Onlardan iraz etmek ve onlara itimat etmemek lazımdır. Çünkü cehillerini bilmediklerinden, nasihatin onlara tesiri olmuyor.


• • •


_______________________________________


1- Fakat, farkında değiller.
2- Bilmezler.
3- Hiç düşünmüyorlar mı? (Yasin Sûresi: 68.) Düşünmezler mi? (Nisa Sûresi: 82.) Düşünmez misiniz? (En'am Sûresi: 80.)
 
Üst Alt