MURATS44
Özel Üye
Dördüncüsü: Güneş, yağmur, su, ziya, çiçeklere isabet ederse hayat verirler. Nebatata olursa terbiye ve tenmiye ettirirler. Pis şeylere isabet ederlerse kabih kokuları ihdas ederler. Emvat ve ölülere bakarlarsa ufunet tevlid ederler. Kezalik, rahmet ve nimet dahi kendilerine layık olan mevkilere isabet etmezler de, onları intizar edip kıymetlerini bilmeyen mevkilere isabet ederlerse zahmetlere ve nikmetlere inkılap ederler.
Beşincisi: İkinci temsilin mealiyle münafıkların kıssasının meali arasında, eczalarına bakılmaksızın münasebet olduğu gibi, her iki tarafın eczaları arasında da münasebetler vardır. Ezcümle,
-1- nebatata hayat verdiği gibi, İslamiyet de ervaha hayat veriyor. Pimşek, gök gürültüsü, va'd, vaid, yani hayırlı ve zararlı, Allah'ın emirlerine; zulümat da küfrün şüphelerine, nifakın şeklerine işarettir.
Sonra, bu temsilin cümleleri arasındaki münasebetler:
Kur'an-ı Kerim
cümlesiyle, "Münafıkları ıssız, korkunç, vahşetli bir sahrada, karanlıklı bir gecede herbir katresi bir mermi gibi şiddetli bir yağmura tutulan yolcular gibidir" dediği zaman, sami derhal ayıldı, suale geldi ve dedi: Yağmurlar merğup ve matlup bir rahmet iken, niçin onlara korkunç bir musibete dönmüştür?
Kur'an-ı Kerim, bu suale karşı o yağmurun dehşetini tasvir etmekle,
-2- demiştir. Ve
-3- 'ın cem'iyle, bulutların zulmetine ve yağmurun kesafetinden hasıl olan zulmete ve o zulmet ihatalı ve kesretli olduğundan, sanki gecede bulut gibi, bulutun yağdırdığı siyah siyah katrelerin zulmetine zarf olduğunu bildirmiştir.
Sonra, zulmetli, yağmurlu geceler alelekser gürültülü olurlar. Sami yine suale geldi ve dedi: Acaba onların da bu gecelerinde gürültü var mıdır? Kur'an-ı Kerim buna da cevaben
-4- diye, vaziyetin dehşet ve korkulu olduğuna işaret etmiştir. Sanki mevcudatın bir zahiri padişahı olan sema, onları felaketlere ve helaketlere sevk etmek için, zemini sarsan gürültüsüyle, her tarafı dehşetlere veren şimşeklerinin sesleriyle çağırıp bağırıyor. İşte böyle bir vaziyet karşısında, böyle dehşetli bir musibete uğrayan bir adam, kendi sükutu içinde kainatın her tarafından zararlı hareketlerin, korkunç sayhaların kendisine gelmekte olduğunu tahayyül eder. Maahaza, ra'd sesini işittiği vakit, onun sayhalarını kendisine karşı pek şiddetli naralar olduğunu zanneder. Zira korkak ve hain bir adam, her sayhayı aleyhine zanneder.
_______________________________________
1- Şiddetli yağmur.
2- İçinde karanlıklar var.
3- Karanlıklar.
4- Gökgürültüsü.
Beşincisi: İkinci temsilin mealiyle münafıkların kıssasının meali arasında, eczalarına bakılmaksızın münasebet olduğu gibi, her iki tarafın eczaları arasında da münasebetler vardır. Ezcümle,
Sonra, bu temsilin cümleleri arasındaki münasebetler:
Kur'an-ı Kerim
Kur'an-ı Kerim, bu suale karşı o yağmurun dehşetini tasvir etmekle,
Sonra, zulmetli, yağmurlu geceler alelekser gürültülü olurlar. Sami yine suale geldi ve dedi: Acaba onların da bu gecelerinde gürültü var mıdır? Kur'an-ı Kerim buna da cevaben
_______________________________________
1- Şiddetli yağmur.
2- İçinde karanlıklar var.
3- Karanlıklar.
4- Gökgürültüsü.